Buhranlı Yıllar: Erenköy Kız Lisesi Tarih Öğretmeni Bedriye Atsız 13 Mayıs 1944'te bakanlık emrine alınmıştır. Roman kahramanı Ayşe Pusat, görevden alındıktan üç yıl sonra, bir Sonbahar'da okuluna dönmüştür. Bunu 1947 Sonbaharı olarak düşünebiliriz. IrkçılıkTurancılık Davası'ndan 1,5 yıl hapis yatan Atsız, 25 Ekim 1945'te
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Reklam
Artık yalnız eli silah tutanlar değil, beş on okka yük taşıyabilecek, bir kağnının öküzlerine embel dürtebilecek çocuklar ve kadınlar da cihada akıyordu. Daha şimdiden isimler çıkmıştı ortay; Kara Fatma’lardan, Ayşe Onbaşı’lardan, Pembe Çavuş’lardan bahsediliyordu. Kadınlık ilk defa şehadet be gazâ mertebelerine ermişti.
Sayfa 140 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okudu
Kara Fatma'lardan, Ayşe onbaşılardan, Pembe çavuşlardan bahsediliyordu. Kadınlık ilk defa şehadet ve gaza mertebelerine ermişti.
Sayfa 164Kitabı okudu
Artık yalnız eli silah tutanlar değil, beş on okka yük taşıyabilecek, bir kağnının öküzlerine embel dürtebilecek çocukla rve kadınlar da cihada akıyordu. Daha şimdiden isimler çıkmıştı ortaya; Kara Fatma'lardan, Ayşe Onbaşı'lardan, Pembe Çavuş'lardan bahsediliyordu. Kadınlık ilk defa şehadet ve gazâ mertebelerine ermişti.
Sayfa 140Kitabı okudu
İşte o son durgun gölleri altüst eden bunlardı. Pis ve dünkū kõle Yunan'ın Orhan'ı, Murat'ı, Osman'ı cennete geçiren kabirlere yaptığı hakaretleri anlatıyor. Doğu'nun Batı hâline getirilmek üzere olduğunu söylüyor, bir ilâhi kanuna saldıranlara karşı eli kolu bağlı durmanın cehennemlik suçların en bağışlanmayanı sayılacağını en sağır gönüllere bile aşılıyorlardı. Bunların aralarında bir tane de Mehmed Akif vardı. Fakat bunların hepsi de, karınca kararınca, birer Mehmed Âkiftiler. Belki de ikinci Mehmed Akif işte böylece bu yüzden doğuyor, bütün yurt havasına yayılan erkek iradenin, durdurulamaz mücadele azminin, hayatı hiçe saydıran vatan, istiklâl ve hürriyet aşkının toplandığı pota oluyordu. Artık yalnız eli silah tutanlar değil, beş on okka yük taşıyabilecek, bir kağnının öküzlerine embel dürtebilecek çocuklar ve kadınlar da cihada akıyordu. Daha şimdiden isimler çıkmıştı ortaya; Kara Fatma'lardan, Ayşe Onbaşı'lardan, Pembe Çavuş'lardan bahsediliyordu. Kadınlık ilk defa şehadet ve gazâ mertebelerine ermişti.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Türkiye'de girişimciliğin gelişmesinde, "daha önce azınlıkların elinde bulunan sanayi niteliklerine sahip mülklerin Müslüman işadamlarına devrinin oynadığı rol küçümsenemez," (Ayşe Buğra, State and Business in Modem Turkey, SUNY, 1 994, 187 ) . Türkiye'nin en büyük şirketler grubunun kurucusu olan Hacı Ömer Sabancı, "Rum ya da Ermeni sahiplerinin göçünden sonra boş kalan sanayi kuruluşlarını ve arazileri devralmak olanağıyla" Kayseri' den Adana'ya gitmesi için teşvik edilmiş iş adamlarından biriydi, (a.g.e., 82).
Özgecan Koçak
Veriyi esas alabilmek için veriye güvenebilmek gerekir. Bu da Ayşe Buğra'nın eserlerinde ön plana çıkan yöntem kaygısını açıklar. Gördüğümü doğru mu görüyorum, ölçtüğümü doğru mu ölçüyorum, veriyi doğru mu yorumluyorum gibi sorulara cevaben Buğra kıyaslamalı çalışmalar yapar.
"Artık yalnız eli silah tutanlar değil, beş on okka yük taşıyabilecek, bir kağnının öküzlerine embel dürtebilecek çocuklar ve kadınlar da cihanda akıyordu. Daha şimdiden isimler çıkmıştı ortaya; Kara Fatma'lardan, Ayşe Onbaşı'lardan, Pembe Çavuş'lardan bahsediliyordu. Kadınlık ilk defa şehadet ve gaza mertebelerine ermişti."
Hacı Ömer gibi pamuk üretimi ve dokumacılığın sağlayabileceği olanaklara bel bağlayıp, Kayseri'den Adana'ya çalışmaya giden bir sürü işçi vardır. Bunların arasında, Yunanlılar'ın ve Ermeniler'in ülkeden ayrılmak zorunda kaldıklarında terkettikleri gayrimenkuller ile ticari ve sanayi faaliyeti ile ilgili yapıları ele geçirme ihtimalini değerlendiren Kayseri'nin zengin tüccarları da vardır. Böylesi el koymaları hükümet de desteklemekteydi; yetkililerle iyi ilişkisi bulunanlar bundan fazlasıyla yararlanabildiler. Gerçi Hacı Ömer'in önemli bağları bulunmamaktaydı; ancak Türkiye'de çok önemli olan hemşerilik bağları neticesinde, kendisi de bu fırsatın yararlanabildi.
236 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.