27 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Fis Köyünde yapılan bir toplantıda Abdullah Öcalan tarafından kurulan Marksist-Leninist PKK'nın ideolojik ve siyasi temelleri 1969'da kurulan DDKO'ye dayanır. Liderliğini Öcalan'ın yaptığı bu terör örgütünün kuruluş kararı 1973'de Çubuk Barajında Abdullah Öcalan, Haki Karer, Kemal Pir ve bazı kişilerin toplantısında alınmış, fakat gerçekleştirilememişti. 1974'de Tuzluçayır'da 7 kişiyle yapılan toplantıda temelleri atılan PKK'nın kurucuları, Ankara Yüksek Öğrenim Derneği'nin (AYÖD) içinden çıkmıştır. Bu dönemde AYOD içerisinde yer alan Öcalan ve arkadaşları Ankara'da 1975'den itibaren öğrenci kitlesi içerisinde örgütlenmeye çalışmıştır. Öcalan'ın liderliğindeki grup kendilerine "Kürdistan Devrimcileri" adını takmışlardı. Bu grubun üyelerinin büyük bölümü üniversite öğrencilerinden oluşuyordu. Tunceli Kültür Derneği yönetim kurulunda yer alan, Şahin Dönmez, Kamer Özkan ve Ali Turan, Öcalan'ın ilk grup döneminden arkadaşlarıy- dı. Taraftar kazanma çalışmaları Tunceli Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile Tuzluçayır Güzelleştirme Derneğinde de devam etti. Öcalan ve arkadaşları Mamak ve Tuzluçayır semtlerini kendilerine pilot bölge seçti.
Sayfa 901 - ALTERNATİF YAYINLARIKitabı okuyor
İNKÂR FIRTINASI...
Miralay Sadık Sabri Bey'i Kahire'de tanıdığımda kendisi 70 yaşlarında idi... [...] - "Çocuklar sizler ilim Mehmetçiklerisiniz; sizler birer kahramansınız." der ve şöyle devam ederdi: "Evet ufuklar karardı; zulüm göz açtırmıyor, bir inkâr fırtınası memleketimizi tarumar etti, ediyor. Fakat Tevfik Fikret'in şu kıt'asını severim: Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa, Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır. Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa, Sönmez ebedî. Her gecenin gündüzü vardır...
Sayfa 190 - 192 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Miralay Sadık Sabri bey-, İlim Mehmetçikleri, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dalkavuklar Gecesi'nde Şahıs Kadrosu: Dalkavuklar Gecesi'nde olaylar M. Ö. 14. yüzyılda, Hitit başkenti Hattuşaş'ta geçer. Eserin ana kahramanlarından biri, bugünkü tarih literatüründe I. Şuppiluliuma olarak geçen kral Subbiluliyuma'dır. Eserde zaman ve mekân konusunda ayrıntılar yoktur. Romanda kralın zamaro
"Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, Onlar kendi yolunu izleyen hayatın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. Çünkü ruhları yarındadır, Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz. Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları Kendiniz gibi olmaya zorlamayın. Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur. Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar. Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür. Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar. Okçunun önünde kıvançla eğilin Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever." Halil Cibran
Bu okullarda bu kadar olur. İyi eğitilmedik işte. Ali topu tut, iki kere iki dört eder, yaşasın cumhuriyet! Eğitim bizde budur yani.
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
Reklam
Bir gün Darrâr Bin Hamza, «anlatın!» ricası üzerine, Hazret-i Ali'yi şöyle vasıflandırıyor: Hikmetle söyler, adaletle hükmeder. İlim onun yüreğinden fışkırır, hikmet onun lisanından akar. Dünyadan ve bütün dünya süslerinden tiksinir. Geceleri, işi ve ve arkadaşı ibadettir. Allah korkusundan çok ağlar. Hadiseleri derinliğine düşünür. Kısa elbise giyer, hor yemekleri sever. Aramızdayken bizden farksız görünür, bir şey sorsak hemen cevap verir. Bir toplantıya dâvet etsek derhâl gelir. Aramızdaki ülfet ve samimiyet bu derecedeyken, heybetinden huzurunda konuşamayız. Dine bağlı olanlara saygı, fakirlere ilgi göstermekte kusur etmez. Kuvvetli olan ondan korkar ve kötü işinde devam edemez. Zaif olan da adalet kapısından yoksun dönmez.
3/Ali İmran Suresi
9. "Rabb'imiz! Sen, geleceği kesin olan günde, insanları toplayacaksın. Mutlak gerçek şudur ki Allah sözünden dönmez.
Gökler yıkılıp çökse, yolundan yine dönmez; Rûhundaki îmanla yanan meş'ale sönmez... Kalbinde yanardağ gibi îman, ne mukaddes! Vicdânına her an, şunu haykırmada bir ses: Ey yolcu! Şafaklar sökecek, durma ilerle! Zulmetlere kan ağlatacak meş'alelerle... Yıldızlara bas, çık yüce âlemlere yüksel!.. İnsanlığı kurtarmaya Cennet'ten inen el... (Ali Ulvi Kurucu, Mücâhid, 1951)
Sayfa 161Kitabı okudu
Aslında gezegenler bir yıldızı merkez alarak onun çevresinde dönmez. Yıldızın ve gezegenin kütlelerinin ortak bir noktasını merkez alır. Yıldız ne kadar büyükse, bu merkez yıldıza o kadar yakındır. Yine de yıldız bu merkeze göre biraz hareket ederek döner; yani bir topaç gibi sabit olarak bir noktada kendi çevresinde dönmez. Bu yalpalamadan, gezegenin kütlesini çıkartabilmekteyiz. Gezegenin kütlesi ne kadar büyükse, yıldızın yerinden oynaması da o kadar fazla olur. Ne kadar fazla oynarsa ışık spektrumundaki sapma (maviye ya da kırmızıya kayma) o kadar güçlü olur (Wobble). Tüm bunlar Christian Doppler'in bulduğu kuraldan anlaşılır.
Sayfa 327Kitabı okudu
359 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.