"Hakimiyet Allah'ındır" buyruğu karşısında öfkelenmelerine rağmen söz müslümanlığa gelince "Allah vardır ve biz Allah'a inanıyoruz!." diyen tanrıtanır laiklere, "Siz nasıl bir Allah'a inanıyorsunuz!." demezler mi? Pratik yaşantıda Resulullah (s.a.v.)'in pak sünnetini inkar etmelerine rağmen söz
"Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası var ki, din Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınifın din simsarlığırıa müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler iğrenç kimselerdir. İşte biz bu vaziyete karşıyız ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar masum halkımızı aldatmışlardır; Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir. Hangi şey ki, akda, mantığa, halkın menfaatine uygundur; biliniz ki, o bizim dinimize de uygundur. Eğer ki dinimiz akim mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı." Mustafa Kemal Atatürk
İmge YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Ne kadar acıdır ki, Atatürk'ün önderliğindeki mücadele başarıya ulaşmasa idi, bugün ezan seslerinin hiç duyulmaz hale gelmiş olacağı topraklarda, O'na, kim bilir hangi emperyalizmin, hangi düşmanın emrinde, sövenler var!.. Paralarıyla, açık ve gizli örgütleriyle, O'nu ve eserini yıkmağa çalışanlar var!.. Buna elbette imkan verilmeyecektir.
İslâm şeriatını (fıkhını) mahkûm eden devlet adamları; önce laiklik felsefesine uygun olduğuna inandıkları kanunları çıkarmışlar, daha sonra kendi çıkardıkları kanunları "Mukaddes Metinler" gibi savunmaya başlamışlardır. Dolayısıyla mukaddes-modern Türk devletinin "değiştirilemez, hatta değiştirilmesi dahi teklif edilemez" (mukaddes) ilkeleri vardır. Vatandaşlarının neye inanacaklarını, hangi kıyafetle kamu alanına çıkacaklarını, neyi düşüneceklerini ve bu düşüncelerini nasıl ifade edeceklerini tesbit eden devlet adamları; Anayasa'da ifade edilen siyâsî rejimin, en ideal siyâsî rejim olduğunu ve tartışılamıyacağını ileri sürmektedirler.
Sayfa 8 - Misak YayınlarıKitabı okudu
CHP yöneticileri, muhalefet güçlendikçe de tek parti döneminin bütün bükülmez ilkelerinden vazgeçmeye başladılar. En başta laiklik ilkesi eskiye göre yumuşamaya, eğilmeye başladı. CHP yönetimi DP hangi yönüyle halka sempatik görünüyorsa onu denemek ve benimsemek niyetindeydiler. Ama seçmenlerdeki eski liderlerin yerine yenilerini aramak eğilimi karşısında bu çabalar sonuçsuz kalacaktır.
Sayfa 218Kitabı okudu
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Reklam
409 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.