ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Faşizm
Bürokrat kapitalistler, halkı ulusal şovenizm ve burjuva popü lizm kışkırtmaları ile aldatmanın özel işlevini yerine getirirler. ABD emperyalizmi, feodalizm ve bürokrat kapitalizminin kötülüklerine karşı ulusal kurtuluş ve halk demokrasisi için mücadele eden dev- rimci hareketi parçalayıp bozmak için parlamenterizmi kullanırlar. Çaresiz
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Abbasîler - Bölünmeler: Doğu Bölgesi
Abbasi Hilâfeti nin batı bölgelerinde genellikle Arap hanedânlar (Tolunoğulları ve İhşidiler hariç) bölgeyi kendi aralarında paylaşırken, doğuda ise esas itibarıyla Türk ve İranlı hanedânlar aynı işlevi yerine getiriyorlardı. Tahiriler (821-873) Doğu İran'da bir hanedân kurdular. Aynı şekilde Saffâriler (867-1163), Sâmâniler (819-1005) kısa süreli devletler kurdular. Bunları Türkler tarafından kurulan Karahanlılar (840-1212. İslâm'ı kabulleri 945), Gazneliler (963-1186), Selçuklular (1040-1157) ve Hârizmşahlar (1097-1231) takip etti.
Bizim şimdiye kadar sahip olduğumuz tarihi görüşümüz yanlıştır. Çünkü bizim için millet- devlet esasını kabul etmek milli menfaatlarimiz için daha uygun olduğu halde, biz, millet tarihi şöyle dursun, devlet ve vatan tarihini bile bir yana bırakarak, yalnız sülâle ve rejim tarihini esas olarak kabul ettik. Her sülâleyi bi devlet sayarak, şimdiye
Sayfa 11 - Türk Tarihine Bakışımız Nasıl Olmalıdır?Kitabı okudu
Felaketzedelerin Ömür Boyu Minnet Duyacakları Bir Yazar! Türkiye'de bizimle ilgilenen biricik insan bugün Allah'ın rahmetine kavuşmuş olan rahmetli Ziyad Ebüzziyad idi. Ziyad bey, o yıllarda Tasvir Gazetesini yayınlıyordu. Bir seneyi aşkın bir zamandan beri Avrupa'daki Ruslardan kaçan felaketzedeler hakkında yazıp duruyor, İsmet
İttihatçıların hakkını teslim eden sarih bir ifade:
Biz Türk milleti olarak talihsiz bir millettik. Başımızda oturanlar veyahut ayrı ayrı bölgelerde devletler kurmuş olan hanedanlar Türklüğü değerlendirmemişlerdi. Fetih'ten fetihe koşturdukları, devleti ve bayrağı için canını veren ailesini bile düşünmeyen kahramanların mensup olduğu Türk milletinin değerini bilmemişlerdi. İttihat Terakki iktidarına kadar ne Türkistan'daki, ne Kırım'daki, ne Kafkasya'daki, ne Azerbaycan'daki, ne de Türkiye'deki Türk asıllı sülalelerin başındakilerin hiç birinde Türklüğü değerlendirmek, savunmak, refaha oturtmak, devletinde hakim kılmak, onun milli münevverliğini yetiştirmek hiçbirinin aklına gelmemişti. İktidar oldukları günden harbi kayıp ettikleri güne kadar ömürleri savaşlarda geçen İttihat Terakki iktidarı ise Anadolu'ya gelişimizden bin seneye yakın bir zaman sonra Kurtuluş Savaşı'nı başlatan ve zaferle sonuçlandıran subaylarla birlikte bir avuç da olsa milli münevver yetiştirmiş, Türklük duygularını himaye etmiş ve bu subayların içindeki Mustafa Kemal'e Türklüğü savunmayı, Türk milliyetçiliğini devlet felsefesi yapmak ruhunu vermiştir.
Reklam
Güneşin doğduğu topraklardaki Basra'dan Uzak Batı'da, Mağrib'deki (Cezayir) Biskra'ya dek tüm topraklar büyük bir durgunluğun pençesinde öylece uzanıyordu. Bugün bu alan Ortadoğu olarak adlandırılıyor; fakat bir zamanlar adı Osmanlı İmparatorluğu idi. Halkı çok çeşitli ırklardan Araplar, Rumlar, Ermeniler, Kartlar ve Yahudiler
Mutasım’dan sonra Türk asker ve komutanları daha çok kullanılmaya başladı. Zaman içinde bu Türkler İranlılar’ı ve Araplar’ı ordudan dolayısıyla da siyasi yaşamdan uzaklaştırdılar. Türkler askeri sınıfı ele geçirerek ve İslam devlet düzeninin de giderek askerileşmesi ile bin yıl sürecek bir egemenlik kurma fırsatı yakaladılar. Bir Türk asker kölesi
Günümüzde dünya coğrafyasında yer alan tüm halkların ön atalarının kullandıkları isimle onların torunlarının kullandıkları isimler çoğu kez birbiriyle örtüşmez. Üstelik de atalarla torunların çoğu kez aynı coğrafyada hayatlarını sürdürmelerine rağmen, aynı ismi taşımamaları, tam anlamıyla bir anakronik olmakla birlikte, inkâr edilemeyecek bir vakıadır. Bu konuda verilebilecek örnek bir hayli fazladır ve esasen bu kuralın dışında kalan halklar neredeyse parmakla sayılabilecek kadar azdır. Şaşırtıcı olmakla birlikte, bu konudaki istisnai örneklerden birisi Araplardır. Çünkü Araplar, tarihleri boyunca değişik devletler ve hanedanlar kurmuş olsalar da, kendilerini başka halklara karşı daima “Arap” olarak takdim etmişlerdir.
Sayfa 9 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Dünya üzerinde Çin medeniyeti kadar köklü bir başka medeniyet daha yoktur. Bu ulus pek çok yıkım geçirmiş, ama bunların pek azı gerçek anlamda parçalanmalara ve kalıcı bölünmelere yol açmıştır. Roma İmpara­torluğu çöktüğünde Batı Avrupa'da onun yerine geçen devletler ucuz ve kö­tü kopyalardan ibaretti.. Çin hanedanları da iç savaşlar ve istilalarla yıkıldı­lar, ama onların mezarları üzerinde zaman kaybetmeksizin yeni hanedan­lar kuruldu ve imparatorluğun yapısı devam etti.
Sayfa 99 - Kitap Yayınevi
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.