“Peki insan niçin bir şeyi ister, arzu eder? Çünkü insan arzu ettiği şeyle ilgili olarak kendisinin eksik olduğunu, ona sahip olduğu taktirde bu eksikliğini gidereceğini bilir. Böylece her eylemin arkasında bir arzu ya da istek, her arzu veya isteğin arkasında da arzu edilen şeye duyulan ihtiyaç ve ilgi vardır. İşte
Augustinus
Augustinus
Şölen
Şölen
’de
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
’un sevgi hakkında yaptığı analizi izleyerek insanın eksikliğini duyduğu, sahip olmak istediği, sahip olduğu zaman tamamlanacağına inandığı şeye karşı duyduğu ilgisini aşk diye adlandırır.”
Sayfa 412Kitabı okudu
Onlar İçin Minibüs Şarkısı
Eşyanın konumunu biçimini rengini almışlardır Koltuğa oturdular mı koltuğun boyuna eklenir boyları Pat pat pat diye gülerler bir motosiklet neşesiyle Ama zariftirler de bir bisiklet kazasında ölmeyi akıl edecek kadar, Patatesin ağaçtan mı koparıldığını tartışacak kadar naiftirler de, Hakçası bilmedikleri yoktur, bütün balık adlarını bilirler bir
Sayfa 130 - Yapı Kredi Yayınları, 75. baskı, İstanbul, Mayıs 2019
Reklam
Buda geçer ya hu!
"Sevgi, yalnız belli bir insana bağlılık değildir; bir tutumdur; kişinin yalnız bir sevgi nesnesine değil, bütünüyle dünyaya bağlılığını gösteren bir kişilik yapısıdır. Kişi yalnız bir tek insanı seviyor, başka her şeye karşı ilgisiz kalıyorsa, sevgisi sevgi değil, birlikte yaşamaya bağlılık ya da yaygınlaştırılmış bir bencilliktir. " (Erich Fromm)
Sayfa 244Kitabı okudu
Adına sevgi denen duyguların canlı, insanın yüreğini titreten gök kuşağı benim yüreğimde solmuştu, her şeye karşı duyduğum kin kömür gazı ateşi gibi koyu mavi titrek bir ışık veriyordu ve kalbimde yoğun bir hoşnutsuzluk duygusu, bu gri, cansız saçmalıkta bir başıma olduğum hissi için için yanıyordu.
Sayfa 244Kitabı okudu
Sevgi yalnız bir insana bağlılık değildir. Bir tutumdur. Kişinin yalnız bir sevgi nesnesine değil, bütünüyle dünyaya bağlılığını gösteren bir kişilik yapısıdır. Kişi yalnız bir tek kimseyi seviyor, başka her şeye karşı ilgisiz kalıyorsa sevgisi sevgi değil, genişletilmiş bencilliktir.
Sizin soracağınız soru daha çok şu olmalıdır: "Madem nasılsam öyleyim şu an, madem içinde diğer pek çok kişiye yabancı gereksinim ve sorunlar barındırıyorum, her şeye karşın yaşamı göğüsleyebilmek ve mümkünse ondan güzel bir şeyler kotarıp ortaya koyabilmek için ne yapmalıyım?" Yüreğinizden gerçekten en derin köşesinden yükselen sese kulak verdiniz mi, böyle bir soruya şu yanıtı alırsınız: "Madem bir kez başka türlü değil de böyle birisin, diğer kimseleri ne senden başka türlü oldukları için kıskanmalı ne de onlara hor bakmalı, nasıl ki kendi vücudunu, ismini, soyunu, sopunu vb. bir olgu, kaçınılmaz bir şey olarak kabulleniyor, onları onaylıyor, yanlarında yer alıyor, bütün dünya karşı çıksa da bu tutumundan vazgeçmiyorsan, ruhunu ve gereksinimlerini de öylece kabullenip benimsemelisin.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.