" Genellikle nelerin oyun olduğunu ayırt edebiliriz. Ama seksek, poker, kutu kutu pense, mikado, şişe çevirmece, saklambaç, yakartop gibi sayısız oyunun geniş yelpazesi göz önüne alındığında hepsini birleştiren ortak noktanın ne olduğunu söylemek zordur. Dolayısıyla oyunu tanımlamak da güçtür, oysa çocuklar neyin oyun olduğunu anlamakta ve farklı oyunlar oynamakta neredeyse hiç güçlük çekmezler."
Sayfa 41 - Oyun kavramıKitabı okudu
Hayatı Hissetmek/hissedebilmek
[Ayaklanan halkın arasından ayrılırken] Güz mevsiminin sonuydu. Erik dalları çıplak, kayalık bayırların tepeleri bulutluydu. Mahalle evlerinin arasındaki boşluklardan hafif bir rüzgârın estiği duyuluyordu. “Yakında kar yağacak.” diye konuştum kendi kendime. Ve bu beni ilgilendirmedi. Başıboş dolaşan bir insan gibi yürümeye çalıştım. “Çoktandır buralara gelmemiştim.” dedim. Ama dediğim gibi beni etkilemedi. Seksek oynayan çocukları gördüm. “Şaşılacak şey, çocuklar seksek oynuyor.” dedim. Ve işin tuhafı, bu beni ilgilendirdi. Çocuklar seksek oynuyor; oysa aşağıda, çarşıda, babaları çirkin bir şekilde çılgınlık ediyorlardı
Sayfa 394
Reklam
Çünkü insan denen şey insandan çok farklı bir insandır, ya daha fazlasıdır ya da daha azı; daha fazlasıdır; çünkü cezan hissettiği, aydınlattığı ve hatta sezip kavradığı, çok önceden ele aldığı şeyi içinde bulundurur; çok daha az insandır da insan çünkü bu özgürlükten bazen estetik, bazen ahlak oyunları yaratmıştır; üstünde ya at yakala olmak için isteğine, iştahını saklı tuttuğu bir Satranç tahtası yapmıştır, okullarda öğretilen bir özgürlük tanımı bulmuştur ki okullarda çocuklara bir kesik caz ritminin ilk ölçüleri, bir blues vb. Hiçbir zaman öğretilmez ve öğretilmeyecektir de.
Sayfa 114
Özgül Öğrenme Güçlüğü (Disleksi)
Bu çocuklar olayları ve isimleri hatırlamada zorluk, öğrenilen bilgilerin çok kolay unutulması, denge bozukluğu, bazı oyunları oynamada güçlülük (ip atlama, seksek oynama), ellerini ve parmaklarını kullanmada güçlük (ayakkabı bağcığını bağlayamama, kalemi tutmada zorlanma) gibi günlük yaşama olumsuz etki edecek birçok güçlük mevcuttur. Bu nedenle ÖÖG'li çocuk tahmin edilenden çok daha güç ve karmaşık bir tablo yaşamaktadır. Buna bağlı olarak duygusal ve sosyal sıkıntılar yaşanması doğaldır.
Sayfa 70 - PsikonetKitabı okuyor
"Bir tanık gibisin sen. Müzeye gidip tabloları seyreden birisin...tablolar orada ve sen de müzedesin, hem çok yakınında resimlerin hem de iyice uzağında. Ben, bense bir tabloyum...bu oda da bir tablo. Sen bu odaya baktığını, gördüğünü sanıyorsun ama odada bile değilsin."
Sayfa 47 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Açıklama denen şey giydirip kuşatılmış bir yanlıştır.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.