Hazreti Osman
Hazreti Osman'ın haline gelince ona dil uzatıp söz söylemekte insafa aykırıdır ve hak yoldan ayrılmaktır. hayatında cennetle müjdelenmiş olan kadri yüce bir kimse hakkında onu hayırla yad etmekten başka ne yapılabilir. Fakat mizacı pek mülayimdi. hükümette ise yerine göre şiddetli ve yerine göre mülayim olmak lazım gelir. Bu şiddet ve mülayimlik, terazinin iki gözü gibidir. Biri hafif olursa diğeri ağır basar, terazi denk olmaz. Alemin mizanı böyledir. İlahi kanun bozulmaz. Onun haricinde iş görülmez.
Sayfa 240Kitabı okudu
Talât Paşa ve Dr. Nâzım, İttihat ve Terakki genel merkezinde bir gün tam bu işi konuşurlarken Enver Paşa içeri girer. Talât sözünü esirgemez. Neyi konuştuklarını ve bu işin artık yapılmasını enver Paşa'ya bir daha hatırlatır. Enver Paşa'nın cevabı şudur: - Mustafa Kemal'in mirlivalığa (tuğgeneral) terfi iradesi cebimdedir. Ama siz onu bilmezsiniz. O hiçbir şeyle memnun olmaz. General olur, korgenerallik ister. Korgeneral olur, orgenerallik ister. Orgeneral olur, müşirlik ister. Müşir yaparsınız bununla da yetinmez, padişahlık ister! Mustafa Kemal'e Enver Paşa'nın bu sözlerini naklettikleri zaman cevabı şu olmuştur: — Ben Enver'in bu kadar zeki ve ileri görüşlü olduğunu bilmezdim…..
Reklam
Muhammed İkbal'e göre İslam dünyasında meydana gelen çöküş ve yıkılışın sebebleri: a-Müslümanların maneviyatlarında meydana gelen bozulmalar. b-Tekkelerin ve medreselerin toplumdaki fonksiyonunu kaybetmesi. c-Eğitimde meydana gelen bozuklukların neticesinde yetişen gayesiz ve şuursuz nesille beraber "Hürriyet"laflarıyla düzensiz bir ortamın ortaya çıkması. d-Zühd ve Takva'nın gerçek zenginlik olduğunu unutmaları. e-Müslümanların İslamın,ruhuna yabancılaşmaları ve Batıya özentinin hayat tarzı haline gelmeleri.
Batı tarzı yaşama alışan Osmanlı, tüketime dayanan ekonomiye teslim oldu
19.asrın ortalarından itibaren Avrupa sermayedarları Osmanlı hükümetinin sarraflığını üstlendiler. Osmanlı hükümetine borçlanmanın tadını tattırdılar. Osmanlı hükümetine borçla muhteşem yaşamak kolaylığını öğrettiler. Böylece, sermaye, kapital, Osmanlı İmparatorluğu'na girmeye başladı. Bu, Osmanlı tarihinde çok önemli bir olgudur. Bununla beraber milletin bir kısmı, yüksek denilen sınıflarından başlayarak, Avrupa medeniyetinin fikri ve bedeni zevklerine alışıyordu: Avrupa fikirleri, Avrupa âdetleri, Avrupa giysileri, Avrupa kitapları, Avrupa kanunları, Avrupa işi saraylar, köşkler, sahilhaneler, mobilyalar, Avrupavari tiyatrolar, kafeşantanlar (çalgılı ve içkili kahvehaneler), daha ne bileyim neler, İstanbul'dan saray ve vekiller dairelerinden her tarafa yayılıyordu. Bu, efendiler, bilinen Tanzimat devridir. Avrupa sermayesinin Osmanlı İmparatorluğu'na girişiyle, Tanzimatı Hayriye'ye süratle başlanmış oldu… Metin ve derin fikirlerine hayran olduğum Cevdet Paşa merhum, bu devrin içyüzünü, bilhassa iktisadi zembereklerini ne iyi tasvir eder ve açıklar.
Gerçi Mustafa Kemal’in mizacı, yaşayış tar­zı, Enver Paşanın daima ve içteniçe eleştirisine uğramıştır. Onu Mustafa Kemal’e karşı ve Makedonya’dan beri, çekingen bırak­mıştır. Fakat Mustafa Kemal’in kudretini de daima takdir etmiştir. Bu takdir hissi, ta Trablusgarp muharebelerinden baş­layarak, Enver Paşanın hatta yurtdışına çıktıktan sonra da, görüşlerine hâkim olmuştur. Buna ait ciddi vesikalar vardır.
Sayfa 258
Erkânıharbiye mektebinin birinci sınıfı bitince Mustafa Kemal, usule göre bir rütbe terfi eder. Üsteğmen olur.
Sayfa 80
Reklam
149 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.