Allah sevgisi kalpte yer edince;
Onun etki ve izleri dış âzalarda gözükür.Gerçek muhabbeti elde eden bir kimse,Allah'a itaatinde ciddidir,şevkle O'nun kulluğuna koşar,ilâhî rızayı elde etmek için gayret gösterir,O'nun münâcâtından zevk alır,takdirine rıza gösterir, O'na kavuşmaya can atar,zikri ile huzur bulur,O'ndan başka her şeyden kalbini çeker,insanlardan uzak durur,tek başına halvetler de bulunur,dünyayı kalbinden çıkarır, Allah'ın bütün sevdiklerini ve Allah'ı seven herkesi sever,Allah'ı herkese tercih eder.
Allah'ı sevme sebebi marifettir yani O'nu tanımaktır.Muhabbet,marifet miktarınca kuvvetli olur,marifetin zayıflamasıyla da zayıflar.
Şeyh Ebü'l-Hasan Şâzelî (ra) demiştir ki:
"Muhabbet,Allah tarafından mümin kulun kalbinin O'nun dışındaki her şeyden arındırılmasıdır.Bu hal içinde nefis,O'nun taatine meyleder,akıl O'nun güzel gördüğü şeylere yönelerek kötü düşüncelerden korunur,ruh ilâhî huzura çekilir,sır O'nun müşahedesi içinde kendinden geçer,kul O'nun muhabbetinin artmasını ister ve muhabbeti artar.Ona en tatlı münâcât kapıları açılır.Kendisine ilâhî yakınlık bahşedilip Allah'a yaklaşma kaftanları giydirilir. Hakikat alanında yepyeni ilimlere ve marifetlere ulaşır.
Allahu Teâla'ya karşı muhabbet
• Muhabbet,aşkla tutuşmuş bir kalple sürekli sevgiliyi özlemektir.
• Görünen görünmeyen her yerde ve halde sevgiliyi murakabe etmek ve hep onu gözetlemektir.
• Kalbin,Rabbi'nin muradına uygun halde olmasıdır.
• Hürmette kusur etmemekle birlikte,sevgilinin hizmetini terketmekten korkmaktır.
• Kendisinin yaptığı çok şeyleri az bulmak,sevgiliden gelen az şeyleri ise çok görmektir.
• Sevgiliye sürekli itaat içinde olup ona muhalefet etmekten kaçınmaktır.
》Gerçek manada seven kimse,
kalbinde sevdiğinin dışında kimsenin bir etkisi olmayan onun istediklerinin dışında bir iradesi bulunmayan kimsedir.
Ayniyye sahibi (Seyyid Abdülkadir-i Geylânî) der ki: "Çirkin görülen herhangi bir şeyi bile, O'nun güzelliğine nisbet ettiğin zaman, sana hemen onun içindeki güzel mana gözükür. O'nun cemali, çirkinin noksanlığını tamamlar, artık orada ne bir kusur kalır ne de bir çirkinlik!"
'Rabbim Allah de, sonra dosdoğru ol!'"
Hz.Muhammed sav
Velilerden Yahya b.Muaz Râzî [ra] derdi ki:
"Ey âlimler topluluğu,evleriniz Hâmân'ın evine,giysileriniz Kârûn'un giysilerine,binekleriniz Firavun'un bineklerine benziyor,davet ve ziyafetleriniz de Câlût'un ziyafeti gibidir.Hani nerede kaldı Hz. Muhammed'in sünneti!"
Sabır 4 şekilde olur
1. Belaya sabır.
Bu,sıkıntı anında nefsi ilâhî takdire karşı hoşnutsuzluk göstermekten, endişeye düşmekten ve korkuya kapılmaktan menetmektir.
2. Nimetlere sabır.
Bu,onu şükürle elde tutmak,nimetle azgınlık yapmamak ve kendini beğenmemektir.
3. Taatlere sabır.
Bu,onları sürekli yapmak ve onu zayi edecek şeylerden muhafaza etmektir.
4. Günahlara sabır.
Bu,nefsi günahlardan uzak tutmaktır.
Sabrın bir üst derecesi,teslimiyettir. Teslimiyet,zâhiren ilâhî takdire kızmayı terkettiği gibi,onu içinden kötü görmeyi de terketmektir. Teslimiyetin bir üstü,ilâhî takdire rızadır.Rıza,Allah'ın fiilinden dolayı nefsin sevinç içinde olmasıdır.
Bu,muhabbetten oluşan bir haldir (gerçek âşığın nazarında) sevgilinin yaptığı her şey sevimlidir.
Allah Teâla Kuranda Sabredenler İçin Verilecek 8 Lutüf Zikretmiştir
1.İlahi muhabbet.Bu,şu âyette zikredilmektedir: "Allah sabredenleri sever. [Al-i Imran 3/146]
2. İlâhî yardım. Bu,şu âyette zikredilmektedir: "Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir" [Bakara 2/153]
3. Cennet köşkleri.Bu,şu âyette zikredilmektedir.
"Onlar,sabretmelerinden dolayı kendilerine mükafat olarak cennet köşkleri verilecektir" [Furkan 25/75]
4. Bol sevap.Bu,şu âyette zikredilmektedir: "Ancak sabredenlere mükafatları hesapsız ödenecektir" [Zümer 39/10]
5. Müjde.Bu,şu âyette zikredilmektedir: "Sabredenleri müjdele" [Bakara 2/155]
6, 7, 8. Mağfiret,rahmet,hidayet. Bunlar da diğer âyette şöyle zikredilmiştir: "Onlar için Rab'lerinden bolca bağış ve rahmet vardır,onlar gerçekten hidayete ulaşmış kimselerdir." [Bakara 2/157)
"Ancak sabredenlere mükafatları hesapsız ödenecektir."
[Zümer 39/10]
• Her iyiliğin sevap olarak belirli bir karşılığı vardır;ancak sabır için böyle değildir,onun sevabının bir sınırı yoktur.