Kaybettik..
Biz hikmeti kaybettik, çünkü kendimizi kaybettik. Ne yayın yaptığımız belli ne de frekansımız… Güneşi cebimizde kaybettik. Hakikati göremez olduk. Zaafa düştük. Ölümden çok dünyayı sever olduk. Bir hâl oldu bize, hâlimizi kaybettik.
Deliler mi deliller mi ?
Bugünün delileri, herkesin putu haline gelmiş kariyer derdini ikinci plana atarak, gönül haritasında yer beğenen ve sevdiklerini arkasına atarak yola düşenlerdir. Dünya ve dünyanın içinde ne varsa deliye yetmez. Burada ve ötede rahat etmek için burada rahatsız olmak gerekir, deli bunu bilendir. Hayatını buna göre tanzim ettiği için de insanları rahatsız eden, tavrı ve tarzı ile sıradışı yaşayandır. Deli herkes gibi olamaz. Onu farklı kılan ne kıyafetleri, ne aletleri ne de hareketleridir. Onu farklı kılan hayata yönelişi, onu sarsışı, ona fazla değil ancak verilmesi gereken kıymeti verişidir.
Sayfa 85 - undefinedKitabı okudu
Reklam
"Ancak rüyasını gördüğümüzün derdini çekeriz. Ve ancak derdini çektiğimizin dermanımız olacağını umabiliriz, çünkü dert yol açar."
“Hakikatin dili, bütün renkleri içine alan, bütün renklerin içinden çıktığı, bütün insanlık hallerinin ve duruşlarının üstüne çekilmiş bir kubbe gibidir. Hakikatın dili aşkınlığın dilidir. Zamanla, zeminle ve fani insanla mukayyet her dil, hakikatın dilinden bir şubedir ve fakat hakikatin bizatihi kendisi değildir.”
Sayfa 122 - undefinedKitabı okudu
" Kur'anımız'daki en dikkat çekici dualardan bir tanesi "Rabbimiz bizi takva sahiplerine önder kıl..." (Furkan, 74) cümlesidir. Takva üzerine yaşamak, dikenli bir yolda gidiyormuşcasına sürekli müteyakkız olmakken, bir de bu yolculuğun önderi, öncüsü ve sürükleyicisi olmak acaba nasıl bir seviyedir? Açıktır ki takva sahiplerine
" Niyet önderliği, niyette sürekliliği temin edebilme başarısıdır. Niyeti hep olması gereken noktada tutmak kendi başına bir öncülüktür zaten. Hep ter ü taze kalmak kolay değildir. Hiç pörsümemek, yolda; yola, yolculuğa ve yolculara kaşını eğmemek öyle herkesin kârı değildir. Çünkü herkes farklı niyetlerle yürür. Yol değişmez gözükür, niyetler değişir. Yolcular değişmez gözükür, niyetler değişir. Yolculuk değişmez gözükür, niyetler değişir. Niyeti hep olması gerektiği yerde yani sırat-ı müstakim üzere tutmak, ayrı bir adanmışlık ve hassasiyet ister. Önde olan, niyetini hiç bozmayandır. Önde olan, niyetinin kaviliği ile ışıldayandır. Önde olan en sahih, en açık ve en gıll-u gışsuz olandır. Önde olan ne kadar öndedir, bu bilinebilir mi peki? Önde olan; niyetinin sahihliği, açıklığı ve berraklığı kadar öndedir. Niyet ne kadar sahihse, önde olmak o kadar net ve tartışmasızdır."
Reklam
Bizim rüyamız uyanıkken görülen bir rüyadır. Diridir, diriltir. Tazedir, tazeler.
Biz bir zamanlar birilerinin rüyasıydık. Artık bunu kendimize hatırlatma zamanıdır. Biz onların sadece rüyası olmadık, duası da olduk.
Hayat maruz kaldığımız; ideal, mecbur olduğumuzdan. Neye maruz kalırsak kalalım, mecbur olduğumuzu yapmak zorundayız.
Zaman değişir, haller değişir, imkanlar değişir, zorluklar değişir; herşey değişebilir. Ama değişmemesi gereken nereye ve niye yürüdüğünü bilmektir.
Reklam
Niyet önderliği, niyetinin ışığını hiç yitirmeden, pörsümeyen, taze kalan bir heyecanla yaşamak demektir. Yağmur damlalarının mübarek başı ile omuzuna değmesine müsaade edip, "Çünkü onların ahdi benimkinden tazedir. Onların bereketinden istifade ediyorum." diyerek verdiği sözün daima farkında ve ışığında yaşamak demektir mesela.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.