Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okuduğumuz her kitap, Atatürk'ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazandığımız bir zaferdir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Okuduğumuz her kitap, Atatürk’ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazandığımız bir zaferdir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
(...) "Okuduğumuz her kitap Atatürk'ün sözünü ettiği 'aydınlanma savaşında' kazandığımız bir zaferdir!.."
Sayfa 102Kitabı okudu
Okuduğumuz her kitap, Atatürk'ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazandığımız bir zaferdir.
Sayfa 102
Okuduğumuz her kitap, Atatürk'ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazandığımız bir zaferdir.
Sayfa 102 - KARAKARGAKitabı okudu
Onca dünya ve ülke sorunu arasında Atatürk, kendisini her sabah tepeden selamlayan iki çocuğun farkındadır..
KARAKARGAKitabı okudu
Reklam
Okuduğumuz her kitap, Atatürk'ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazandığımız bir zaferdir...
Sayfa 102 - ÇalıkuşuKitabı okudu
“Bu ülke hepimizin ama esas siz gençlerin. Mücadeleden yılmak yok tamam mı?”
Sayfa 83 - Mustafa Kemal Atatürk’ün kütüphanecisi Nuri Ulusu ile konuşması.Kitabı okudu
Okuduğumuz her kitap, Atatürk'ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazandığımız bir zaferdir.
Çanakkale Savaşı, tüyler diken diken...
Doktorlar cepheden taşınan onca yaralıya yetecek ağrı kesiciyi bulmakta zorlanıyorlardı. Ellerindeki ağrı kesicilerin tüm yaralı askerlerimize yetemeyeceği kanaatine vardıklarında, ameliyat edilirse yaşama şansı yüksek olan yaralıya morfin yapma kararını alırlar. Ameliyathane olarak kullanılan çadırın önüne bir masa konulmuş, cepheden gelen her yaralı önce bu masaya yatırılmakta ve nöbetçi doktor tarafından ameliyata alınıp alınmayacağına yani morfin yapılıp yapılmayacağına karar verilmektedir. Doktor duygusal bir karar vermemek için yaralıların yüzüne bakmamakta, iyileşme şansı yüksek olan yaralıya ağrı kesici yaptığında ise, şırıngayı tekrar doldurarak masaya konan yaralı askerlerin acı dolu sesleri arasında görevine devam etmektedir.. "Bunu kaldırın"... "Bunu kaldırın..." "Bana morfini verin!" "Bunu kaldırın..." O an yaralı askerden inilti halinde bir ses işitilir: "Baba!." Herkesin gözü doktora çevrilir... Acılar içinde kıvranan asker, öz oğludur doktorun... "Baba!.." Oğluyla göz göze gelen doktor, sedyecilere dönerek şunu söyler: "Bu benim oğlum... Lütfen gölge bir yere kaldırın" Doktorun, önünde yatan yaralı askerin oğlu olduğunu öğrendiğinde istediği tek ayrıcalık, gölge bir yer, sadece gölge bir yerdir.
644 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.