''Durun!'' dedi, sesi pencerelerin kapalı kapalı gölgeliklerinin arkasından boğuk gelmişti. Biraz uğraştıktan sonra bir kapıyı azıcık açtı.
''Bu ne olacak?'' Sepeti gösterdi.
''Sende kalsın.'' Sophie üzgün bir şekilde gülümsedi. ''Benden hatıra.''
''Hoşça kal, Sophie,'' dedi Gian Andrea yumuşak bir sesle. ''Teşekkür ederim.''
Sophie başını salladı.
Tahtıveran meydandan ayrılan araçların arkasında sıraya girdiğinde, onu bir daha hiç göremeyeceğim, onu hep aptal perukla hatırlayacağım diye düşündü.
Pekala. Gitme zamanı gelmişti. Napolyon gerçekten hasta olmadığımı mı düşünüyordu? Fransa'ya dönüşünü mü yasaklamıştı? Ona da, Camillo'ya da, herkese gününü gösterecekti?
Mutlu değillerdi, Agnese. Bir peri masalı yaşamadılar. Prensle prenses evlendi ve her şey kötü gitti, sonuna kadar. Ama bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmiyor.