Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hayatın karanlık ve korkunç yanlarından yakayı sıyırmış olanlar benim gaddarlığımı, bu son faciamız karşısındaki öfke krizlerimi kolaylıkla suçlayacaklardır; çünkü onlar neyin yanlış olduğunu herkes gibi bilseler de azap çekmiş insanların başlarından nelerin geçmiş olabileceğinden habersizdirler. Ama pek çok zorluk atlatmış, sonuçta hayatı dibine kadar yaşamış olanlar daha hoşgörülü olacaklardır."
Sayfa 168Kitabı okudu
oturoturduğunyerde dini
İşler ne zaman sarpa sarsa bir çok insan, zayıf insanlar bir şeyler yapmaları gerektiğini düşünürler ve bir sürü karmaşık düşüncelere dalarak zayıf düşenler olanca sofulukları ve kibirlilikleriyle hep bir çeşit oturoturduğunyerde dinine yönelirler ve zulme ve takdiri ilahiye boyun eğerler.
Sayfa 201
Reklam
Kentler, uluslar, uygarlık, ilerleme — her şey bitti artık. O oyun bitti. Yenik düştük. “Öyleyse, uğurunda yaşayacağımız ne kalıyor ki geriye?”
Sayfa 199
Toplarımızın ve gemilerimizin hepsini yok ettikten, demiryollarımızı kırıp parçaladıktan ve şimdi oralarda yapmakta oldukları olduklarını tamamladıktan sonra bizi sistemli bir biçimde yakalayıp en iyilerimizi seçerek o kafes gibi şeylere doldurmaya başlayacaklar. Kısa bir süre sonra böyle yapmaya başlayacaklar. Yüce Tanrım! Bu daha bir şey değil. Anlamıyor musun?
Sayfa 198
“Bunu savaş denmez,” dedi topçu eri. “Hiçbir zaman da bir savaş olmadı zaten; insanlarla karıncalar arasında bir savaş mı olur?”
Sayfa 197 - Bu sefer karınca biz oluyoruz. Ezici üstünlüğe haiz ceberut taraf Marslılar.
Her yeri otlar kaplasın. Hoşuma gider.
İnsanlığın yolun sonuna gelmiş olmasından memnun değil misin? Ben memnunum. Dize geldik, yenik düştük.
Sayfa 196
Reklam
Hiç kuşku yok ki, şu savaştan hiçbir şey öğrenmediysek, acımayı -boyunduruğumuz altında sürünen o beyinsiz yaratıklara bile acımayı- öğrenmiştik.
Sayfa 193
Doğrusu, en tuhafı da, şafak söker sökmez, Tanrı’yla konuştuktan sonra o evden, gizlendiği delikten çıkan bir sıçan gibi —pek de iri olmayan, alt sınıftan bir hayvan gibi, efendilerimizin akıllarına estikçe algılayıp öldürebilecekleri bir yaratık gibi— sürünerek çıkmamdı.Kim bilir, belki onlar da Tanrı’ya inanarak dua ediyorlardı.
Sayfa 193
Dara düştüğüm zamanlar hep öylesine dualara sığınırdım, puta tapanların tılsımlı sözler mırıldanmaları gibi dua ederdim; ama bu kez, Tanrı’nın karanlığıyla yüzyüze, gerçekten dua ediyordum, kararlılıkla ve bilerek yakarıyordum. Ah, o tuhaflıklarla dolu gece!
Sayfa 193
Artık görünmemeye çalışarak etrafını etrafı kollayıp duran, kaçıp gizlenen o hayvanlardan bir farkımız kalmamıştı; insanoğlunun korkulu imparatorluğu son bulmuştu.
Sayfa 185
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.