Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiçbir şey tam olarak birdenbire ortaya çıkmıyor; çıksa da aynen kalmıyor, değişmeye devam ediyor. Bu kuralın her zaman en katı şekilde işleyen bir ilkesi var: Değişmeye yatkın olmayanlar, değişmeye direnenler er ya da geç ortadan kalkıyor. Dünya fosiller tarihi bunun böyle olduğunu gösteriyor. Aslında tarih kitapları da değişime ayak uyduramayanların ortadan nasıl kalktığını anlatır.
Güneşimizin oluşumu sırasında büyük bir olasılıkla yüzlerce gezegen vardı. Bunların dönme hızı uyumlu olmadığı için bir kısmı Güneş’e düşerek, bir kısmı da kaçıp kurtularak sistemden ayrıldı. İnorganik fizik kurallarının seçimi, bize düzenli işleyen bir Güneş sistemini vermiş oldu.
Reklam
Arap Diyarında Dahi Emsali Yoktur"
Fatih Sultan Mehmed, Timurlu Devleti'nin önde gelen matematikçi ve astronomi âlimlerinden Ali Kuşçu'yu Istanbul'a davet etmişti. Büyük âlim yol boyunca büyük merasimler, birbirinden kıymetli hediyelerle karşılandı. Üsküdar'a geldiginde Sultan Mehmed Han bir kadırga donatıp Rum diyarının âlimlerini onu karşılamaya gönderdi. Bunlar arasında İstanbul Kadısı Hocazâde Muslihuddin Efendi de vardı. Karşı kıyıya geçmek için kadırgaya bindiklerinde Ali Kuşçu, ilmî bir bahis açılmadığına dikkat çekmek için, "Hayret! Rum denizi dalgalı değil." dedi. Hocazâde "Çok derin olduğundan hafif rüzgârla dalgalanmaz." cevabını verdi. Ali Kuşçu, Hürmüz Denizi'nde (Basra Körfezi) gördüğü med-cezir hadisesini anlattı. Hocazâde'ye bu hadisenin nasıl meydana geldiğini izah etti. Bir vakit sohbetten sonra sözü Seyyid Şerif Cürcânî ile Allâme Teftâzânî arasında geçen mübahaseye getirdi ve Allâme Teftâzânî'nin görüşünü tercih ettiğini söyledi. Molla Hocazâde, "Ben de önceleri öyle olduğunu zannediyordum. Lakin iyice tahkik ettiğimde Seyyid Şerif'in haklı olduğunu gördüm. Bunu da kitabımın haşiyesinde yazdım" dedi. Hizmetçilerinden birini evine gönderip ilgili kitabı getirmesini istedi. Yazdığı hâşiyedeki delilleri arz etti. Ali Kuşcu, bir vakit mütâlaa ettikten sonra Hocazâde'nin görüşünü kabul etti. Ali Kuşçu, İkinci Mehmed Han katına çıktığında padişah kendisine, "Hocazâde'yi nasıl buldunuz?" diye sordu. O da "Rum ve Acem diyarında emsalsiz biri" deyince padişah "Arap diyarında dahi emsali yoktur" dedi.
Biraz genelleme olmuş ama çoğunlukla doğru..
Evrim karşıtları, mucizeye ve doğaüstü güçlere inandıkları için yaptığımız melanetlerin bir gün bu güçlerle düzeltileceğine inanır. Niye olmasın derler, bakın Nuh Tufanı’ndan sonra dünya yeniden kuruldu; bir daha niye kurulmasın? Zaten insan eşrefi mahluktur, yani yaratılmış canlıların efendisidir; bu doğa ve dünya hatta evren bizim için yaratılmıştır derler ve bizim için yaratılan her şeyin sonuna kadar kullanımını hak olarak bilirler. Evrimcilerse her canlıyı akrabamız olarak bilir ve onların haklarına da saygıyı evrensel bir kural olarak tanırlar.
Ne hikmetse Türkiye’de evrimci olanlara ayrıcasız komünist damgası vurulmuştur; ancak garip olan şudur ki, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, devrimin yapıldığı 1917 yılından 1937 yılına kadar evrim öğretisine ilgisiz kaldı. Esasında çelişkiler 1929 yılında başlamıştı. 1937-1964 yılları arasındaysa Darwin ve Mendel’in, yani evrim ve genetiğin öğretilmesini yasaklamıştır. Bugün evrim nasıl dogmatiklerce Allahsızların simgesi yapılmışsa o günün komünistleri de genetik bilimini burjuvazinin bilimi olarak tanımlamıştı.
Çalışmadan zengin, okumadan alim, gezmeden gezgin olmaya çalışan bir toplum için mucize tutunacak en önemli öğreti şeklidir.
Reklam
Patlıcanın içindeki tohumların, balıkların kuyruğundaki desenlerin diziliminde, odunların damar tezyinatında Allah, maşallah ya da kelimeyi şahadet ifadelerinin Arapça ta da başka bir dilde görünmesini bu kombinasyonlardan birine değil, Tanrı’nın büyüklüğüne bağlarlar. Bu kadar küçük ve güdük düşünme bu kesimin özelliğidir.
İnsanlarda, doğarken, ananın çatı kemiklerinin arasından geçmeyi de kolaylaştıran bıngıldak açıklığı özünde, üçüncü gözün, bulunduğu yerin bir kalıntısıdır ve bazı mutajenik etkilerde bu üçüncü gözün tekrar değişik şekillerde ortaya çıktığı birçok gözlem ve deneyle saptanmıştır.
Sayfa 288 - pdfKitabı okudu
Allen Kuşakları, bizim gelişmiş canlılar olarak ortaya çıkmamızdaki en etkili yapılardan biridir.
Sayfa 185 - pdfKitabı okudu
Eğer güneşin merkezinden bir toplu iğne başı kadar materyal alınıp dünyanın herhangi bir yerine bırakılacak olunursa, 150 km çapındaki bir çember içinde bulunan canlıların tümü bu sıcaklıktan dolayı ölecektir
Sayfa 102 - pdfKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.