Hector kocam olmasaydı da, onu yine onunla aldatırdım. Eğri ayaklı, çarpık bacaklı bir balıkçı olsaydı, kulübeciğine dek ardından giderdim onun. Deniz yosunları ve midye kabukları içinde uzanır yatardım. Ondan bir piç doğururdum.
“Siz ey artık hiçbir şey hissetmeyenler…Ölmüş olsanız da, sizin de aranızda yiğitler ve korkaklar var. Bu bir törendir diye, saygı duyduğum ölülerle beğenmediğim ölüleri aynı potaya koyacak değilim. Ama bugün size şunu söylemek gereğini duyuyorum; kişileri eşit kılmada en iğrenç ve en dalkavukça reçete savaştır.”