Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Söze gelse o dehân-ı bî-ayb Keşf olurdu sühan-i âlem-i gayb O ayıpsız ağız, her ne vakit açılıp söze gelse gayb âlemlerinin sözlerindeki sırlar açığa çıkardı.
Sayfa 163
Eğer insan bir yolda karşısına ansızın Rasulullah'ı görüverecek olsa... ...onun geçişinden heybete düşer, asalet ve vakarındaki ziyadelik ile ürperirdi. Eğer bir kişi de Rasulullah ile bir araya gelip onunla söyleşecek olsa... ...o kişi Efendimiz'in kelimelerindeki lezzet ile eğer kabul etsehemen o anda kölesi olmaya razı olurdu.
Sayfa 163
Reklam
Hâsılı ray-ı arûs-i dehre Nurdan hâl idi ol gül-çehre Velhasıl o gül yüzlü, dünya denen şu gelinin yüzüne nurdan bir ben idi
Ehl-i hüsnün inen a'lâsı idi Katı şîrîn ü dilârâsı idi Güzellik sahibi olanların en âlâsı o idi; en şirin ve gönül süsleyeni o idi
Ney-şeker gibi hayâdan her bâr Eğilirdi önüne bir mikdâr Hayasından dolayı şeker kamışı gibi her vakit önüne birazcık meylederek yürürdü.
Sayfa 156
Hz. Ali (r.a.), Resûl-1 Ekrem'i (s.a.v.) şöyle tavsîf ederdi: Peygamber efendimiz ne çok uzun, ne de çok kısa idi; O kavminin orta boylusu idi. Saçları ne kıvırcık ne de dümdüzdü; hafifçe dalgalı idi. Yüzü hafif değirmi ve dolgunca idi. Yüzünün rengi pembe-beyaz, gözleri siyah, kirpikleri sık ve uzun, kemiklerinin eklem yerleriyle omuz başları irice idi. Vücudu kılsız olup sâdece göğsünden göbeğine doğru inen ince bir tüy şeridi vardı. El ve ayak parmakları kalınca idi. Yürürken meyilli ve engebeli bir yerde yürürcesine ayaklarını sürtmeden sertçe kaldırır ve adımlarını uzunca atardı. Bir kimseye baktığı zaman yalnızca başını çevirerek değil bütün vücudu ile o tarafa yönelirdi. Sırtında iki kürek kemiği arasında peygamberler zincirinin son halkası olduğunu gösteren nübüvvet mührü vardı. İnsanların en cömerdi, en doğru sözlüsü, en yumuşak huylusu ve en arkadaş canlısı idi. Kendisini ilk defa görenler onun mehâbeti karşısında sarsılırlar, fakat dostluk kurup sohbetinde bulunanlar onu çok severlerdi. Efendimizi (s.a.v.) övmek isteyen kimse, 'Ben ondan önce ve sonra eşini benzerini görmedim' derdi.
Reklam
Denildi ki, hilye-i Resûli, severek yazsa birinin eli, Eder Hak, onu korkudan emin, bela ile dolsa rûy-i zemin. (Hilye-i Saadet şiirinden)
Rasûlallah
611. Görmedik böyle gül-i rûyu güzel Ten-i gül-buyû güzel boyu güzel 611. ..."Yüzünün gülü böylesine güzel açmış bir fidanı hiç görmedik; gül kokulu teni böylesine güzel olanı da, boyu böyle çekici olanı da hiç görmedik."
Sayfa 150Kitabı okudu
Rasûlallah
456. Boynuna almasa aşkı ol cân Boynu bağlı kulu olmazdı cihân 456. Eğer o kutlu varlık Allah'ın aşkını (kutsal emaneti) boynuna almasaydı, cihan onun boynu bağlı kulu olmazdı.
Sayfa 122Kitabı okudu
Medine'den Yollanan Eşyalar
-Ceylan derisi üzerine Hazreti Osman'dan kalma el yazması Musaf -El yazması 5 musaf -Kıymetli taşlarla bezeli 5 Kuran kitabı -Gümüş çerçeveli yeşil kadife üzerinde pırlanta ve incilerle yazılı hilye-i saadet -Som altın plak üzerine kelime-i şehadet levhası -Pırlanta , inci , mercan ve amberden 7 tesbih -Gümüş kaplamalı ve işlemeli 2 rahle -Sultan Aziz'in altın plak üzerine pırlantalı tuğrası -Tarihi 3 kılıç -4 altın sancak alemi -Altın plak üzerine oturtulmuş ve çevresi yakutlarla bezenmiş Kevkeb-i Dürrî ismiyle meşhur 100,80,40,20 ve kıratlık 4 elmas -Pırlanta ve zümrütlerle bezenmiş 14 adet altın saksı -Pırlanta, zümrüt,yakut ve incilerle bezenmiş 11 saksı -Murassa bir altın kandil -Altın kahve askısı -7 adet murassa altın gülabdan -12 adet murassa altın buhurdan -20 parçadan fazla çok pahalı mücevherat, çelenk, iğne, yüzük, gerdanlık, kemer, bilezik, küpe vs. -Pek çok murassa kutu ve çekemce -84 kırat tutarında iri Hürmüz incisi -95 parça pırlanta, elmas, zümrüt,yakut -2 kilo 935 gram ağırlığında 20 ayar külçe altın -908 kilo 250 gram ağırlığında külçe gümüş
Sayfa 93 - Teslimden önceKitabı okudu
80 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.