Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüz insanında “bilim” denilince akan suların durdurulduğu bir kafa alışkanlığı peyda edilmiştir. “Bilimsellik” iddiasıyla insanların bilinci donuklaştırılabilmekte, bilinçsizce istenilen yöne sevk edilebilmektedirler. Bilimselliğe karşı kazandırılan alışkanlık ve bağışıklık yüzünden pek çok şey “değişmez doğrular” olarak kabul ettirilebilmektedirler.
Sayfa 66
Bilimin öngördüğü hedefleri tartışmaya açmak sanki sağduyuya, insan aklına karşı çıkmak, bilimin yerine keyfiliği ikame etmek gibi bir şey sanılıyor. Gerçekteyse halen bilim adına öngörülen hususların pek çoğu şarlatanlıktan başka bir şey değil. Herhangi bir konuda on kişiye soru sorup aldığı cevapları kendine göre değerlendirerek belli bir neticeye varan herkesin, bilimsel bir iş yaptığı sanılıyor.
Sayfa 61
Reklam
İslâm’da belki aklı aşan hükümler vardır fakat akla aykırı hükümler yoktur.
Pervane mi benim, yoksa mum mu? Yoksa hiçbiri ben değilim de hepsi O mu?
Sayfa 131
Oysa din, herhangi bir kültür unsuru değil, bilakis kendine mahsus kültür kurumlarını meydana getirebilen, nev-i şahsına münhasır nâzım bir sistemdir.
Sayfa 109
Batı'ya yönelen ilk Osmanlı "aydınları", İslam'a özgü kafa alışkanlığıyla Batı'yı anlamaya çalışırken, aslında ne Batı'nın mahiyetine akıl erdirebilmişler, ne İslam'ı sahiplenebilmişlerdir.
Reklam
Ben İslam'ı geleneğimizin değil, kimliğimizin referans noktası olarak kabul ediyorum.
vahyin kendisi salt akılla kavranabilecek bir olay değildir,vahyi kavramak hususunda akılla birlikte fakat aklı aşan başka bir ruhi meleke işe karışmaktadır.
diyalektik varlığı ve oluşu varlığın hikmetini kül halinde kavrayabilmek icin kullanılan düşünme yönteminin adıdır. düşüncenin evreni oluşu hikmeti tümel olarak kavrayabilme ilkesidir.
Erdemi tanımlayan, fakat bunun amacını belirlemeye gelince tıkanan Batı düşüncesinin bu hususta ileri sürdüğü görüşler aslında birer zihin fantezisi olmaktan öteye geçememektedir.
İnsan yayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.