Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Paranın yeryüzündeki tüm kötülüklerin başı olduğunu, paralı insanın hiçbir zaman cennete gidemeyeceğini biliriz. Gene de bize verilen paraları el etek öpüp alıveririz. Ah, nasıl da can atarız cehennemlik olmaya!
Öyledir, derin düşünce ile su her zaman el ele gider.
Reklam
Merville’ e göre, acı çeken tüm insanlar, Kaptan Ahab gibi ruh hastasıdır aslında.
"Dayanır gene de, ihtiyar. Uzun süre güneşte, suda kalmak seni yıprattı mı ki? Dayanıyorsun hâlâ. Daha doğrusu, sen artık yaşamı tutamıyorsun da, yaşam ayakta tutuyor seni!"
En büyük boy bir ispermeçet balinasının kuyruğu, gövdenin nerdeyse bir insan eni kadar inceldiği noktada başlar, ve bu kuyruğun sadece üst yüzü bile, on beş yirmi metrekaredir en azından. Başladığı yerde sıkı ve yuvarlak olan bu kuyruk, iki geniş, sağlam ve yassı kanat halinde uzanır; kalınlığı gittikçe azalarak bir iki parmağa iner. Birleştikleri noktada, kuyruğun bu iki bölümü hafifçe üst üste gelir; sonra iki kanat gibi yanlamasına ayrılıp, ortalarda geniş bir boşluk bırakır. Bu büyük kütlenin gücü yetmiyormuş gibi, deniz canavarının tüm gövdesinde, kas ve sinir liflerinden oluşmuş sıkı bir doku vardır. Bunlar iki böğründen geçerek kuyruk kanatlarına iner, onlarda kaynaşıp güçlerini büsbütün arttırırlar. Böylece balinanın o sonsuz gücünün tümü, bir tek yerinde, yani kuyruğunda toplanmış gibi olur. Maddeyi ezip yok etmenin yolu olsaydı, ancak balina kuyruğuyla yapılabilirdi bu iş. Bu eşsiz güç, kuyruk devinimlerinin kıvrak ve güzel olmalarına hiç de engel değildir. Bir dev gücünü taşıyan o kuyruk, bir çocuk rahatlığıyla oynar. Hatta kuyruğun o korkunç güzelliğini yapan da budur. Anlattığım kuyruğun öyle ince bir esnekliği vardır ki, ister sevinç, ister ağırbaşlılık, ister öfke, ister herhangi başka bir duyguyla oynasın; eşsiz bir zarafetle doludur tüm kıpırdayışları. Hiçbir perinin kolu, güzellikte onunla boy ölçüşemez. Bu kuyruğun beş büyük devinimi vardır: Birinci deviniminde kuyruk yüzerken yüzgeç olarak kullanılır; ikincisinde savaşırken topuz olarak; üçüncüsünde çevreyi silip süpürmeye; dördüncüsünde havaya fırlamaya; beşincisinde de dalmaya yarar.
Sayfa 458
Bu balina avı işinde derinlere indikçe, en doğru kaynakları araştırdıkça, bu mesleğin ne denli şanlı şerefli ve ne denli eski olduğunu daha iyi anlıyorum. Nice yarı tanrıların, kahramanların, çeşit çeşit peygamberlerin bu işe şu ya da bu biçimde katıldıklarını gördükçe, ben de, sadece bir emir kulu durumundayken bile, bu soylu soplu, armalı bandıralı balina avcıları arasında bulunduğum için, bayılıyorum keyfimden. Zeus'un oğlu yiğit Perseus, dünyanın ilk balinacısıdır. Bu arada, bizim mesleğin tükenmez onuru adına şunu da belirtelim ki, bizimkilerin ilk saldırdıkları balina, para pul kaygısıyla öldürülmüş değildir. O günler, bizim mesleğin kahramanlık çağıydı: Silahlarımızı, yalnız başı beladakileri kurtarmak için kullanıyorduk, insanların lambalarına yağ doldurmak için değil.
Sayfa 441
Reklam
"İspermeçet balinasında dehanın ne işi var?" diyeceksiniz. İspermeçet balinasının kitap yazmışlığı, söylev vermişliği var mı hiç? Hayır, yok... Eski Doğulular, büyük ispermeçet balinasını bilselerdi, büyülere inanan çocuksu düşünceleriyle tanrılaştırırlardı bu deniz canavarını; Nil'deki timsahı, dilsiz diye tanrılaştırdıkları gibi. İspermeçet balinasının da dili yoktur, daha doğrusu bu dil öyle küçüktür ki, nerdeyse görülmez. Günün birinde, çok bilgili ve şair bir ulus, eski zamanların sevinçli bahar tanrılarını tanır ve şimdi bir tek varlığın tekelinde olan gökyüzünde, bomboş olan tepelerde, onlara eski yerlerini verirse; o zaman büyük ispermeçet balinasının, Zeus'un tahtına yerleşeceğinden, tüm öteki tanrılara üstün çıkacağından hiç kuşkulanmayın.
Sayfa 426
Kutuplardaki bir balinanın kanı, yazın Borneo'da yaşayan kara derili bir insanın kanından daha sıcaktır. Bana öyle geliyor ki, çok güçlü ve özel bir diriliğin, kalın kalın duvarların, geniş bir iç yapının eşsiz değeriyle karşılaşıyoruz burada. Ey insanoğlu! Balinaya bak da ona benzemeye çalış! Sen de buzlar arasında sıcak kalmasını öğren. Bulunduğun dünyada, o dünyanın bir parçası olmadan yaşa. Ekvatorda serin serin ol; kutuplarda kanın donmasın. San Pietro'nun büyük kubbesi gibi, balina gibi, her mevsimde kendi sıcaklığınla yetin ey insanoğlu!
Sayfa 374
Küçük bir ispermeçet balinasının beyni, çok lezzetli bir yiyecek sayılır. Kelle baltayla yarılıp, tıpkı çöreğe benzeyen beyazımtırak ve yağlı iki külçe çıkarılır; una bulanarak pişirilir. Böylece, dana kellesini andıran pek lezzetli bir yemek yapılır; boğazına düşkün olanlar, tadına doyamazlar bunun. Ama herkes bilir ki, dana beyni yiye yiye, boğazına düşkün bazı gençlerin beyinleri, insan beyni olmaktan çıkmıştır artık; öyle ki, kendi kafalarını, dana kellelerinden ayırt edemez hale gelmişlerdir. bu da az buz kafasızlık değildir. Bu yüzden pek acıklı sahneler görürsünüz zaman zaman: O boğazına düşkün genç züppelerden biri, pek akıllı görünen bir dana kellesinin karşısında sofraya oturmuştur. Bu kelle, kendisini vivecek adama sanki sitemle bakar ve "sen de mi, Brutus!" der.
Sayfa 374
Anlattıklarına göre, üç yüz yıl önce, kuzey balinasının dili Fransa'da pek aranan bir yiyecekmiş ve çok pahalıya satılırmış. Henri VIII zamanında, bir saray aşçısı, şişe geçirilip kızartılmış yunusbalıkları için yaptığı bir salça sayesinde büyük para kazanmış. (Bu yunusbalıklarının da bir çeşit balina olduklarını anımsayacaksınız.) Doğrusu, bugün bile, yunusbalıkları çok iyi bir yiyecek sayılır. Bunların kıyılan etinden, bilardo bilyaları büyüklüğünde köfteler yapılır. Pişirirken içlerine gereğince tuz, biber ve baharat kondu mu, kaplumbağa ya da dana köftelerinden ayırt edilmeyecek kadar lezzetli olur bunlar. Dunfermline'daki yaşlı keşişler bu köfteleri çok sevdikleri için, saray, onlara bol bol yunusbalıkları bağışlarmış.
Sayfa 364
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.