Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hasedini Yenemeyen Ebu Cehil
Bir gün kendisine "Ebu Cehil! Muhammed(sav), senin Müslüman olmanı özellikle arzu ettiği halde ve sen Onun peygamber olduğunu bile bile neden iman etmiyorsun?" diye soruldu. Yüzünü buruşturup kaşlarını çattı. Derin bir iç çektikten sonra da şu cevabı verdi: "Biz ve Haşimoğulları (Peygamberimizin mensup olduğu kabile) şan ve şerefte yıllardır yarışır dururuz. Onlar halkı yedirip içirdiler. Biz de yedirdik, içirdik. Onlar insanlar arasında arabuluculuk yaptılar, biz de yaptık... Şimdi onlar, "Kendisine gökten vahiy gelen bir Peygamberimiz var." diyorlar. Biz, bunun dengini nereden bulup onlara yetişelim. Vallahi, hiçbir zaman Ona iman etmeyecek, Onu doğrulamayacağız!"¹¹⁰
Sayfa 176 - Timaş Yay., Salih Suruç, ¹¹⁰: İbnu Hişam, a.g.e., 1/338 ; Buharî a.g.e., 5/229 ; Tirmizî a.g.e., 11/304Kitabı okuyor
"şüphe yok ki Resulullah(s.a.v), doğru yolu gösteren bir nur, kötülükleri yok etmek için Allah'ın sıyrılmış keskin ve yalın kılıçlarından bir kılıçtır."
Sayfa 733 - Ka'b. b. Züheyr' denKitabı okuyor
Reklam
يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِرُ قُمْ فَأَنْذِرُ * وَرَبَّكَ فَكَبِّرُ * وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ وَالرُّجْرَ فَاهْجُرْ " Ey örtüye bürünen Peygamber! Kalk da sana iman etmeyenleri azapla korkut! Rabbinin büyüklüğünden bahset! Elbiseni temiz tut! Putperestlik pisliğini bırakmakta devam et!" ayetlerini indirdi. Artık vahiy gelmeye başladı ve ardı arkası kesilmedi.
Duygulandım. ♡
Yolda birçok gariplikle karşılaştı. Dağ, taş ve ağaçlar, "Esselamű Aleyke Yâ Resûlallah!" diyerek onu selamlıyor ve yüksek vazifesinden dolayı tebrik edyorlardı.
Alak Suresi'nin ilk ayetlerini başından sonuna kadar okudu: اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ عَلَّمَ الْإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمُ "Oku! Seni yaratan Rabbinin adıyla oku! Ki O, insanı, pıhtılaşmış bir kandan yarattı. Oku ki senin Rabbin, kalemle yazı yazmayı öğreten, insana bilmediğini tâlim eden, bol kerem ve ihsan sahibidir."
Reklam
Cemiyetin bozuk havasından sıkılan mübarek ruhları burada adeta teneffüs ediyor ve huzur buluyordu.
Evet, Fahr-i Kainatın mübarek ruhu, zâhiren yalnızlık istiyordu; hakikatte ise, kainatın yaratıcısı Cenab-ı Hakk'a muhatab olmak arzusunu ruhunun de rinliklerinde taşıyordu. Yalnızlık içinde sonsuz varlığa kavuşmak arzusuydu bu...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.