Vaktiyle dünyada bir şeye inanırdım: Kuvvet ve kuvveti temsil eden devlet nizamı. Hâlbuki şimdi bana geliyor ki, insanların talihine, bin bir tane başka kuvvetler de hâkim. Hükümdarların, hükümetlerin elinde bir karıncadan aciz görünen en zavallı bir insanda bile her zaman ezilmeyen, öldürülemeyen gizli kuvvetler var.
Reklam
Hepimiz geçici birer gölgelerden başka bir şey değiliz.
Her şey birdenbire değişmiş, dünya rüyaların en güzeli oluvermişti.
Reklam
Kaynağına dönen damla, güneşe dönen ışık parçası ayrı mıdır, değil midir? Ben, sadece hepimizi içine alan muazzam bir birliğin parçası olduğuna iman ettim. Bundan ötesini, perdenin bu tarafında kimse idrak edemez.
Bence Şeytan ve Allah diye kâinatta iki kuvvet yoktur. Hepsi, her şey bir tek hakikatin, bir tek kudretin görünüşü. En küçük parçalardan en muazzam güneşlere kadar, insandan, göze görünmeyen böceklere kadar hep bir tek yaratıcı kudretin eseri. İyi-kötü, güzel-çirkin, Allah-Şeytan bunlar, icat edilen isimler. Hepsinin arkasında, kendi kendini yaratmış olan, ve mütemadiyen yaratmakta olan bir kudret var... O, o... Kâinat denilen perdeye, gölgelerini aksettirmek için yaratmak eyleminde devam eden Yaratan... Adı Allah, Rab, ne olursa olsun. Nurunun en parlak, en ezelî olduğu bir yer, sırrının karşılığı bir tek şey vardır: Aşk!
Biraz daha sabret. Dut yaprağı sabırla atlas olur.
Sayfa 398Kitabı okudu
Sevmeyi, sevilen şeye tek başına sahip çıkmak gibi telakki etmek ne vahşi bir şeydi. Âşık bir esirci mi? Dünyadaki servet, güzellik, sevgiler ve sevgililer herkese yeter, herkesin hakkı...
Sayfa 310Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.