Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kim demiş feleğin çarhı kördür, sağırdır, kemirdiği gönül, ezdiği kafa bir tesadüf eseridir. Hayır, hayır. Her şeyde bir hikmet vardır.
Sevdiğimiz her şey esasen bizimdir. Kalbimizin içindedir. Ona o kadar sahibiz ki, dünyanın orduları kalbimizden onu koparıp atamaz.
Reklam
- Sen hiç sevdin mi? - Sevmesem insan olmam. Her zaman severim, hem de ne kadar çok...
Hepimiz geçici birer gölgelerden başka bir şey değiliz.
Osman avlunun ötesindeki mezar kümesine doğru yürüdü. Koca sarıklı, fesli yazıları silik taşların bir kısmı yerde yatıyor, bir kısmının başları kırık, hepsinin üstünü yosun bürümüş. Osman kendi kendisine diyordu ki: Bu topraklardaki ölüler hakiki ölü. Cesetleri yıkanıp toprağa gömüldükten ve başlarına bir taş, bir servi dikildikten sonra kimse onları hatırlamıyor. Gerçi ruhlarına o kadar Mevlid okunuyor, o kadar Yasin okunuyor. Fakat o okuyuşların mezarda çürüyen cesetlerle hiç alakası yok. Ölen vücutlar, halk için artık taştan, topraktan ibaret cansız madde. Belki ölülere karşı alınacak en doğru vaziyeti bu halk almış.
Devleti çeviren çarklar sakat; toplum hayatı çürümüş.
Reklam
Yüreğinde büyük ve mesut hadiseler bekleyenlerin heyecanı vardı. İstanbul’un hangi yıldızlı yaz gecesi insan gönlüne büyük vak’alar arifesi hissini vermez?
İyi kurulmuş bir devlet makinesinde hiçbir fert teselliye muhtaç olmaz.
-Milletin yarısı, öbür yarısının hayvaniyetini doyurmakla meşgul. Çocuğu kim doğurursa doğursun. Keşke piliç gibi yumurtadan çıksak! Fakat asıl onları kim terbiye ediyor, bir kere ona bak. Zenginlerde sırf cinslerini teşhir eden, işleten, boş kafalı, yaldızlı mahlukat; fukara halk da hayvan sürüsü gibi kullanılan zavallılar... Aralarında bir tanesini, bir fikirle meşgul görebilmek nasip olmadı ki...
Ne bilsin? Benliğe kök salan gönül bağlarını kim tarif edebilir?
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.