Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sayısı 120 bini bulan rahipler düzeni kendini "Krallığın birinci düzeni" ilan etmişti. Devletteki düzenlerin ilki ve birincisi olduğundan, önemli bir takım siyasi, kazai ve mali imtiyazları vardı. iktisadi gücü aşar vergisinin toplanmasına ve toprak mülkiyetine dayanıyordu.
Fransız İnkılabı, Jean Jaures'nin dediği gibi, «geniş çapta bir burjujva İnkılabı ve halkçı bir İnkılaptı; «saygı değer» 1689 İngiliz İnkılabı gibi «dar bir burjuva ve muhafazakar İnkılabı» değildi. İmtiyaza karşı beslediği kin tarafından yedilip, açlık yüzünden ayaklanan,derebeylik yükünden kurtulmak istiyen halk kitlelerinin desteği sayesinde, bu İnkılap hem bir burjuva İnkılabı, hem de halkçı bir İnkılap oldu. İnkılabın başardığı en esaslı işlerden biri, derebeylik rejimini yıkmak ve hem köylüleri hem de toprağı azat etmek oldu. Bu nitelikler yalnız Eski Krallık Rejimi sonunda iktisatta beliren genel buhranı izah etmekle kalmaz, eski toplumun yapılarını ve zıtlıklarını da gayet derin bir şekilde izah eder. Fransız İnkılabı tam bir burjuva İnkılabı oldu, ama. böyle oluşunu halkın, en çok da köylülerin desteğine borçludur.
Reklam
Mütecanis ve akla uygun olan bu adlî teşkilât kıraldan bağımsızdı. Adalet her zaman kral adına görülmekle beraber, milletin kendi malı haline gelmişti. Ama, siyasî iktidar gibi, İdarî iktidar gibi, adlî iktidar da, aslında, vergiye bağlı seçim sistemine dayanan burjuvazinin elindeydi.
Mızrak - Akıl/Zeka...
Danton bu teklife karşı çıktı, ve «mızraklar» tarafından görülen işin sona erdiğini bildirdi: «Şunu hatırlatalım ki, rejimler mızrakla devrilirse de, toplum binası aklın ve zekânın pergeli ile yapılabilir ve sağlamlaştırılabilir.» Not: Alıntıları kitabın baskısına sadık kalarak, orijinal hali ile paylaşıyorum.
Sayfa 398 - Cem Yayınevi
48 Paris (seçim çevresi) şubesinden seçilmiş bir heyet 12 Şubat 1793 te Convention Meclisi karşısına çıktı: «Cumhuriyetçi Fransız olduğumuzu söylemekle iş bitmez, milletin de mesut olması lazım, ekmek bulunması lazım; çünkü, ekmek bulunmıyan yerde, ne kanun, ne hürriyet, ne de Cumhuriyet vardır.» Not: Alıntıları kitabın baskısına sadık kalarak, orijinal hali ile paylaşıyorum.
Sayfa 315 - Cem Yayınevi
Kralın Sonu...
Kıralın ölümü, kırallığın çok eski ve yarı dini itibarına iyice zarar vermişti. Louis XVI herhangi bir insan gibi idam edilmişti. Tanrıdan gelme hakka sahip kirallığın artık yerinde yeller esiyordu. Not: Alıntıları kitabın baskısına sadık kalarak, orijinal hali ile paylaşıyorum.
Sayfa 303 - Cem Yayınevi
Reklam
«İnkılâbın ve Fransa Anayasasının ruhu» adlı eserinde, henüz Montesquieu etkisinden pek iyi sıyrılamıyan Saint-Just şöyle demişti: «Hiç kanun olmıyan yerde, vatan da yoktur; onun içindir ki, başka milletleri istedikleri kadar hakir görsünler, bu milletlerden istedikleri kadar nefret etsinler. istibdat altında yaşıyan halkların vatanı yoktur.»
Sayfa 295 - Cem Yayınevi
Hürriyet - Eşitlik ...
«Öfkeliler» den Jacques Roux 25 Haziran 1793 te Convention Meclisi kürsüsünde şöyle haykırdı: «insanların bir kısmı hayasızca aç bırakılıyorsa, hürriyet boş bir hayalden başka bir şey değildir. Zengin, eline geçirdiği tekel vasıtasile, vatandaşının hayatı ve ölümü üstünde hak iddia ediyorsa, eşitlik boş bir hayalden başka bir şey değildir.»
Sayfa 271 - Cem Yayınevi
Vatan...
Roland, Louis XVI ya yazdığı 10 Haziran 1 79 2 tarihli ünlü mektubunda diyor ki : «Vatan hiç de muhayyilenin güzelleştirmekten hoşlandığı bir kelime değildir. Vatan, uğrunda fedakarlıklar edilen, doğurduğu kaygılar yüzünden kendisine her gün daha fazla bağlanılan, büyük çabalarla yaratılan, endişeler ortasında yükselen, umulduğundan fazla pahalıya mal olduğundan ötürü sevilen bir varlıktır.»
Sayfa 259 - Cem Yayınevi
41 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.