gözlerin akıllara durgunluğa benziyor
arpalık oluyorum ellerinde
eski bir amerikan bezine siliyorum
hüzünlü burnumu
rüyamda bilge kağanı görüyordum
sabah memur olarak kalkacağımı
taahhüt ediyorum
Sadece bu bile Batı tarafından aşağılanırken, Batı tarafından saldırıya uğrarken, Batı
tarafından parçalanmaya ve yok edilmeye çalışılırken ve nihayet Batıya karşı mücadele
ederken yine de anlaşılmaz biçimde kendine hedef olarak Batılılaşmayı koyan kafaları
uyandırmaya yetmez mi?
Yabancılaşmadan Kurtulmak İçin... Bu yabancılaşmadan kurtulmak için isterse iyi niyetli
olduğuna inanalım, Batıdan gelen her tür kibirli çözümü reddetmekle başlamak gerek. Batı
üstünlüğü yalanını temelinden reddetmeyen hiçbir muhalefeti, hiçbir insani desteği
önemsemeyelim.
Çünkü bu kadar yüz yıl süren yağmacılıktan sonra artık "insanlık"a ihtiyacımız yok.
Bırakalım oradan gelecek insanlık onların olsun.
Hayat demek, mücadele, müsademe [uğraşma] demektir.
Hayatta muvaffakiyet [başarı], mutlaka mücadelede muvaffakiyetle
mümkündür. Bu da, manen ve maddeten kuvvete,
kudrete istinat eder [dayanır] bir keyfiyettir [durumdur]. Bir
de insanların meşgul olduğu bütün mesail [sorunlar], maruz
kaldığı bilcümle mehalik [tehlikeli durumlar], istihsal ettiği muvaffakiyetler
[elde ettiği başarılar], maşeri [ortaklaşa], umumi
bir mücadelenin dalgaları içinden tevellüt ede gelmiştir [doğmuştur].
Üç aylık hapisten sonra Mustafa Kemal Şam'a, bir süvari alayında
hizmete gönderildi. Orada, genç subaylar arasında, Sul tan II.
Abdülhamid'in kanlı rejiminin devrilmesi propagandasını yapan
"Vatan ve Hürriyet" grubunu örgütledi. Mustafa Kemal Şam'dan
gizlice anayasacı Jön Türk hareketinin merkezi olan Makedonya'ya
geçti. Burada Jön Türklerle ilişki kurdu ve Jön Türk Partisi'nin üyesi
oldu. Daha sonra Makedonya'da göreve atandı ve burada 1908
Jön Türk devrimine katıldı. Fakat sonradan Mustafa Kemal, ordunun
siyasal yaşama karışması konusunda Jön Türklerin görüşüne
kahlmadığı için Jön Türk Partisi'nden ayrılacak ve siyasal yaşamdan
çekilecektir.
Geceye doğru ilerledik el ele
Girmiştik bir kere karanlık bir tarikata
Çıkış yoktu.
Zeybek çalarsa hiç kaçırmaz
Lambada konusundaki tezimizi
"Onların ağırlığı kadar ağırlık atmışlığımız var"
evin, ilişkinin havasına uygun, bir başlık gibi duvarda
eğik durur çerçevesiz bir kopya resim ya da kartpostal,
bir film müziği, bir afiş, bir karikatür ne de güzel özetler
bir ilişkinin tüm mahiyetini, sanki o film sizi anlatır, o afişi
Titremem, kederim, bunalımım kayboluyor. Unutulmaya
mahkumum. İnsanlar önümden bana bakmadan ya
da beni görmeden geçecekler. İçimde saklayabileceklerimi
umursamayacaklar bile. Dünya üzerinde sadece inançlı biri
olabilirim.