gözlerin akıllara durgunluğa benziyor
arpalık oluyorum ellerinde
eski bir amerikan bezine siliyorum
hüzünlü burnumu
rüyamda bilge kağanı görüyordum
sabah memur olarak kalkacağımı
taahhüt ediyorum
Fransız devrimciler demokrat degil, cumhuriyetçiydiler —bu terimin etkin,
siddetli anlamında, yoksa bugünkü mutabakata dayalı süphe götürür
anlamında degil, yani en sagdan en sola ‘cumhuriyetçi paktta’ ifade bulan
anlamdan yoksun bir terim olarak kullanılısındaki gibi degil. Devrimciler
‘yolsuzluk’ sözcügü ile hükümet gücünün hususi çıkarlara hizmet eden is
taleplerine ve kanaatlere esir edilmesi pratigine isaret etmislerdi. Bugün biz
—hatta ekonomik krizle birlikte iyice— bir hükümetin birincil hedeflerinin
ekonomik büyüme, yasam standartları, pazarda bolluk, yükselen hisse senetleri,
kapitalin akısı ve zenginlerin daimi refahı olduguna öyle ikna olmusuz
ki, devrimcilerin ‘yolsuzluk’ sözcügünden ne kastetmis olduklarını anlamıyoruz
aslında.
bir eşitlik felsefesi,alain badiou
Kritik nokta, varolusu asgari olan bir seyin varolusundaki yogunluk degisimidir.
Örnegin devrimci bir olayda, yoksul isçilerin politik varolusudur;
veya modern bir sanatsal olayda, soyut figürlerin biçimsel varolusudur, vb.
Bir dünyada asgari yogunluk derecesinde görünen bir çokluga, bu dünyada
hiçbir sey olarak görünen bir seye, bu dünyanın “varolmayanı” diyorum. Bir
olayın sorusu sudur: olaydan sonra, dünyanın bir varolmayanının kaderi nedir?
Devrimden sonra yoksul isçiden ne olur? Sanatsal olaydan önce sanat
çalısmalarında kabul edilmeyen soyut figürler, simdi yaratımın elzem araçları
mıdırlar?
bir eşitlik felsefesi,alain badiou
Bu manada, hayvaniyet durumu, kendi özünde ve akıl yolundan
biliniş şeklinde insandan başkadır.. Aralarında bir başkalık vardır..
Konuşmak ise, kendi özünde; insanın da, hayvanın da başkasıdır..
İnsanla da bir ilgisi yoktur, hayvanla da..
Durum anlatıldığı gibi olmasına rağmen, hayvaniyet ve konuşmak
aynen insan olmuştur..
insan'ı kamil,abdülkerim ceyli
İSTANBUL
bilinmezliğe atıfta bulunan okyanus dalgaları
istanbulun çehresi
hangi giz bir bakış ve o serinleten güz
her sayıda her eylemde sonlanacağı sanılan bakış
bir enlem sonbaharın ardından gelecek kelime
göçen kuşlara baktım beni alacaklarını düşündüm
ülkelere yolalmak durmadan durmak
tekrar yürümek
bir boylam ilkbaharı müjdeleyen nota
bir ses duyuyorum okyanustan gelen
her son bir sonsuzluğa edilen göç
bir kare istanbulun çehresi
bilinen bir denklem ama özetlenemeyen bir kurgu
hayat sihir mi? bence ’şimdi’ ye dayanan
bir dünya çizsem yollarına istanbulun
bir sağa bir sola ama dosdoğru
umudun paylaşımın sevginin okyanusu olsa
selim k.
Y BİLİNMEZİNDE
Yalvardım
dostum gökyüzünün grisine
bana yağmur bıraktı
bir de
yaşanmayacak mutluluklar bir plak takıyorum
aklıma
aklım nostalji kokuyor düzlemde
bir rüya alışılagelmiş bir vukuat
at harbini bana at
nasıl olsa sen de vurulacaksın
selim k.
SONSUZ
sonsuz lukta
belki orada bir düş kırıntısı vardı
bir hüzün
güneşten düştü yedi renk hedefimi kararttı
zemheri bir ölümün tuhaf kanatlarında yolaldım
kendim bir atmosfer
bir direnç
çiçeklere baktı uygunsuz resmim
bi cizgi çektim volkanların erittiği hüzne
selim k.