Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlerlemenin başkenti olup çıkmış bir kenti, Paris'i bir kez daha görmek nasıl da zevkli bir şey olacaktı!
Sayfa 223 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
Cenevreli papazlar, öte dünyada son hüküm gününde, kendi inançlarının bu imansız kişinin eserleri kadar ağırlık taşıyıp taşımayacağını sorar oldular içlerine eğildiklerinde.
Sayfa 220 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
Reklam
Savaşta kazanılan, insanlıkta yitirilir.
Sayfa 219 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
Voltaire, bir bilgin değil, bir savaşçı idi; toplumda reformları gerçekleştirmek için, edebiyatı bir eylem aracı, bir silah olarak gören bir kişi! Bununla beraber, kitaplığındaki 6.210 cilt kitabın notlar ve şerhlerle kaplı olduğu göz önünde tutulursa, alabildiğine çeşitli bir bilgi dünyasının içinde -yorulmamacasına- dönüp dolaştığı anlaşılır Voltaire'in: Politika, tarih, felsefe, ilahiyat, Kutsal Kitap eleştirisi olmak üzere, bütün bu konuların içinde yüzüyordu.
Sayfa 214 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
Genel olarak, 1848'den beri, devrimci hareketler, siyasal düşüncelerinde Voltaire'den çok Rousseau'dan ve din karşısındaki tavırlarında ise Rousseau'dan çok Voltaire'den esinlenmişlerdir.
Sayfa 212 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
Voltaire, o kitabı mahkûm edip yaktıran İsviçre makamlarına saldırmış ve Rouseau'ya da şöyle yazmıştı: "Söylediklerinizin hiçbirinde sizinle aynı düşüncede değilim; ancak onları söyleme hakkınızı ölünceye değin savunacağım".
Sayfa 210 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
Reklam
Voltaire, Kilise'nin zulmüne karşı kavgaya öylesine vermişti ki kendisini, yaşamının son döneminde, siyasal baskı ve çürümeye karşı mücadeleden hemen hemen vazgeçmek zorunda kalmıştı; "politika, işim değil benim, diyordu. En iyi yapabildiğim şeyle, insanları daha az ahmak ve daha namuslu kılmakla yetiniyorum hep!"
Sayfa 208 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
Bir yönetimin, insanların yanlışlarını cezalandırma hakkına sahip olmaması için, bu yanlışların suç olmamaları gerekir; bu yanlışlar, ancak topluma karışıklık getirdiklerinde suçturlar; bağnazlıktan esinlendikleri andan başlayarak, bu toplumu karıştırırlar; böylece, hoşgörüye layık olmaları için, insaların bağnaz olmamaları gerekir.
Sayfa 178 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
Laikliğin geçerli olmadığı bir islam toplumundademokrasi rafta kalır; laik öğretimin bulunmadığı bir eğitm düzeninde de inanç özgürlüğü yoktur. Çağımızın gerçekleridir bunlar. İslam tarihi tersini söyleyebilir, nitekim söylüyor da. Ancak , çağla din zıtlaştığında , dini değil çağı yeğlemek zorundayız.
Sayfa 53
Zamanla, yalnız eğitim gerçek bir özgürlüğü getirebilir ve sadece akıl böyle bir özgürlüğü verebilir, diye düşünüyordu Voltaire; "ne kadar aydınlanırsa insanlar, o kadar özgür olacaklar" diyordu. Tek geçerli devrimler, yürekleri ve kafaları değiştirenlerdir ve gerçek devrimciler de, bilgeler ve ermişlerdir yalnız!
Sayfa 165 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.