Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KÜÇÜĞÜM SÜSLÜ SÖZLERE KANMA,RÜZAGAR BİLE KÖKÜNDEN SÖKECEĞİ AĞACA TATLI TATLI ESER..
Reklam
“Her gün bir kere hatırlat mısın beni her hatırladığında bir kere gülümser misin kimseye belli etmeden.”
Namık Kemal, eski edebiyatın en sağlam tarafı kabul edilen ifade biçimini de eleştirmekten geri kalmaz. Ona göre, okuma-yazma bilenlerin dahi bu edebiyatı anlamaları mümkün değildi. Öyle ki edebi denilen eserlerimizi dinleyenler, sanki başka bir lisanda yazılmış bir duayı dinliyormuşcasına "amin" demekten kendilerini alamazlar. Nispeten sade bir dille yazılmış eserler ise içerik bütünlüğünden yoksun olduklarından bir anlam ifade etmezler. Bu eserlerden anlam çıkarmaya çalışmak, dalgalı bir denizde sedef avlamaya benzer.
"Bir şeye karar verirken, herhangi bir hususta hüküm verirken, bir malı taksim ederken Rabbini hatırla."
Sayfa 171Kitabı okudu
Hangi Batı?
Dostoyevski'ye yasak geldi. Nobel verdikleri Pasternak, Soljenitsin de sırada mı? Sen romanı bizden öğrendin, diyen Dostoyevski'nin Batılılara cevabı: Biz ona Rus damgasını vurduk; şimdi de siz, bizden öğreneceksiniz. Sen misin bunu söyleyen? Biz de seni yok sayarız. Fransız romancı Camus de demiş ki: Dostoyevski olmasaydı, çağımızın aydını olmazdı. Sen misin bunu diyen? Senin de Nobel ödülünü geri aldık, sen zaten bizden değilsin, Cezayirlisin. Aslında yıllar önce Yakup Kadri söylemişti de biz, duymamazlıktan gelmiştik. Demişti ki: Batının acımasızlığını gördük ve ondan kaynaklı bütün değerlerimiz yıkıldı. Son söz Akif'in: Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.
Reklam
Aslında kelimeler sıradandı; asla anlatılamazdı zihinleri dolduran mânaları. Şu anda toprağın üzerinde bir hayat oyunu vardı. İnsanlar sıradan şeylere üzülüyorlar, sıradan şeylere seviniyorlar ve gülünç şeyler için birbirlerini yiyorlar.
Sayfa 85 - Ötüken
169 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.