Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şefler elinde prıltıyla sağa sola uçan kelebeği andıran sopasıyla seslere yoğunlaşıp farkındalığın da farkına varabilirler.
Demircilik, Türklerin en eski el zanaatlarındandır. Türk ulusu nezdinde saygın bir yere sahiptir. Tarihte çok örneği vardır. Göktürkler'in ataları demircidir mesela. Ergenekon destanında demir dağın eritilip oradan yol alındığı anlatılır oğlum. Demir kılıçların savaşlarda ne denli önemli olduğuna iyi bir örnek: Hitit Kralı Hattuşili III ile Mısır Firavunu Ramses II arasında geçtiği bilinen Kadeş savaşıdır yiğit delikanlı. O dönemde Mısır askerlerinin kılıçları ve mızrak uçları dövme bakırdandı. Bu sebepten ötürü Mısırlıların demirden kılıç ve mızraklarla donatılmış Hitit askerleri karşısında mağlup oldukları anlatılmaktadır evlat. Velhasıl demircilik bir doğu sanatıdır.
Reklam
"Geceler bizim masum düşüncelerimizi süslerken güven duygumuzu bu anlar tatlı düş zehriyle doldursa da, ummak sevincimiz yine yükselecek..."
Denizlerde umuda açılmayı heyecanla bekleyen ve tatlı tatlı kımıldayan gemilerim neden olmasın?
Aç yatmaya alışmışlardı ama buna bir de soğuğun etkili ve sert elbisesi eklenince güçsüzlüğün ve dermansızlığın cehennemine yol almak ve bu yolun fokur fokur buhurdayan sonunu görmek kaçınılmaz oluyordu, bu durum çekilecek gibi değildi.
Bütün acılar tatlı hayatın duyusunu unutturmuş, serçe kuşun yepelek gözbebeklerinin önünde yaşamın gerçeklerini gizlisiz saklısız izletmek ve öğretmek zorunda kalmıştı.
Reklam
Rüzgârın uğultusu kesilmiş, yerini iniltiye bırakmıştı. Dışarıda birkaç hayvan sesi birbirine karışıyor, doğanın sesini dizem tutuyordu. Firkat kışın sert geçeceğini tahmin ediyordu; ama önlem alacak bir yeterliliğe sahip değildi. Kapılarının önünde kök salmış, kaskatı ve bembeyaz devasa bir kara kış bekliyor, soğuk beyaz dev adam ev halkından birini buzdan midesine almadan kapılarını terk etmeyi düşünmüyordu.
Hava, çıldırmış gibiydi; adeta eve hükmediyordu. Kapıda bekleyen o buzdan beyaz pamuk, evin girişini kapıyor, kapıya abanarak soğuk kütlesini içeriye sokmak için evdekilere bağırıyordu. Dışarıda kalan kar, tipi halini almış; var yok ne varsa her şeyi önüne katıp savuruyordu.
Kulübede soğuk rüzgârın korkulu bir yaratık gibi uğuldayan sesi, hışıldayan soluğunu evdekilerin enselerinde hissettiriyordu. Hava öfkeden adeta köpürmekte, duygudan yoksun koyu beyazlık içinde sarhoş sarhoş yalpalamaktaydı.
718 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.