Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir daha karşılaşmamacasına ayrılıyoruz; senden başka kimseyi sevmeyeceğimi bilmelisin: Ruhun olanca hazinesini, gözyaşlarını ve umutlarını senin uğrunda tüketti. Seni bir kere sevmiş olan kadın, başka erkekleri küçümsemeden edemez, onlardan daha iyisin diye değil, yok canım! Ama senin yaradılışında kendine özgü bir şey var, gururlu, esrarlı bir şey. Ne söylersen söyle, altedilmez bir güç var sesinde. Hiç kimse senin gibi durmamacasına sevilmek isteyemez: Kimsede kötülük bunca çekici değildir; kimsenin bakışı böylesi bir mutluluk vaat edemez, kimse üstünlüğünden bu derece ustalıkla yararlanamaz, üstelik kimse gerçekten senin kadar mutsuz olamaz, çünkü kendini aksine inandırmaya bu kadar çaba göstermemiştir.
Dünyada her şey boştur!... Ne doğa beş para eder, ne kader, ne de hayat.
Reklam
Aklımdan bütün geçmişimi geçiriyor, elimde olmadan şaşıyorum: Neden yaşamışım sanki, ne amaçla dünyaya geldim?.. Yine de o amaç var olsa gerek. Kaderim mutlaka yüksek bir amaca yönelmişti, çünkü ruhumda sonsuz bir güç hissediyorum. Ama o kaderin ne olduğunu kestiremedim, boş, nankör tutkuların çekiciliğine kapıldım; onların ocağından demir gibi sert ve soğuk çıktım, ama soylu duyguların ateşini de bir daha gelmemecesine yitirdim-hayatın en güzel tomurcuklarını.
Bazan kendimi çok küçük görüyorum... Belki de başkalarını küçümsemem bu yüzdendir. Soylu davranışlarda bulunamıyorum. Kendi gözümde gülünç olmaktan korkuyorum.
Şairler şiir yazalı, kadınlar da onları okuyalı beri (bunun için de kadınlara içten bir teşekkür borçluyuz) melek olarak nitelendirilmeye öylesine alıştılar ki, aynı şairlerin Neron'u bile para uğruna yarı tanrı katına çıkardıklarını unutarak büyük bir safiyetle kendileri de inandılar melekliklerine.
Reklam
Kadın kafasından daha çelişkili bir şey yoktur; kadınları herhangi bir şeye inandırmak güçtür: Onları öyle bir noktaya getirmelisiniz ki kendi kendilerini inandırsınlar. Onların önyargılarını çürütme usulleri de çok ilginçtir: Diyalektiklerini çözebilmek için bütün mantık kurallarını altüst etmeniz gerektir. Sözgelimi, sıradan bir örnek: Bu adam beni seviyor, ama ben evliyim: demek ki onu sevmemeliyim. Şimdi de kadınların yöntemi: Evli olduğum için onu sevmemeliyim; ama o beni seviyor, demek ki...
Herkes, yüzümde kötü eğilimlerin belirtilerini arardı; aslında olmayan ama onlarca olması gereken eğilimleri: Sonunda dilekleri gerçekleşti. Alçakgönüllüydüm; beni hesaplılıkla suçluyorlardı: Sonunda hiç konuşmaz hale geldim, iyilikle kötülüğü ayırt edebiliyordum; anlamıyorlardı beni, herkes kırıyordu: Kin gütmeye başladım, içine kapanık bir çocuktum, başkaları gibi şen, konuşkan değilim; onlardan üstün görüyordum kendimi ama herkes beni onlardan aşağı tutmakta sözbirliği etmişti: Kıskanç oldum. Bütün dünyayı sevmeye hazırdım; değerlendiren çıkmadı: Böylelikle de nefret etmeyi öğrendim. Renksiz gençliğimi, kendime ve dünyaya karşı giriştiğim savaşta tükettim.
Her şeyin bir yolu var; söylenmeden kalan sürüyle şey tahmin edilebilir.
(...) ruh, ister acı çekerken, ister sevinç duyarken olsun, kendisiyle kesin bir hesaplaşmaya gider ve her şeyin böyle çözümlenmesi gerektiğine inanır; bilir ki, fırtınalar olmasaydı, güneşin sürekli sıcaklığı gücünü kuruturdu; böylece hayatının temellerine iner ve kendi kendini bir çocuk gibi okşar ya da azarlar.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.