Son Kurabiyeler
Çocukları mutlu etmeli, diye düşündü. Eşiyle bir süredir aralarında olan çatışma onlara yansıyordu. Sylvia onları ardında bırakmak istemiyordu ama tüm bunlar ona göre değildi. Buruktu. Dalları yerlerde sürünüyor, artık ağırlaşıyordu. Kendi yöntemiyle yapacaktı bunu. Dalları budamaya birini bulamamıştı. Üniversite yıllarında severek evlendiği adam artık onun değildi. Yazar, şair bir adamla evlenmemeli diye düşündü. Günlük hayatından sıkılmış olacak ki yazmak için bir şeyler aramıştı. Eserlerinde artık bir başka kadın parlıyordu. Düşecek gibi olduğu kuyu… Sylvia suda kendisini göremiyordu. Hep böyle miydi Ted? Görememiş miydi? Ne zaman kopmuşlardı, ne zamandır başkalarının ayak izleri vardı sadece onların olan bu gezegende? Tüm gün bunları düşünerek yaptığı kurabiyeleri güzelce tabaklara koydu birer bardak sütle. Çocuklarını gülüşürken izledi, en sevdikleri kurabiyeleri yerken. Yanaklarına iyi uykular öpücüklerinden kondurdu ve odadan çıktı. Islak bir bezi çocuk odasının aralığına sıkıştırdı. Mutfağa geçince çocukları için kurabiye pişirdiği fırına kafasını yerleştirdi ve üçe kadar saydı. Tek yaptığı kurabiyelerden daha kalıp kalmamış olduğuna bakmaktı…
Sylvia Plath
Sylvia Plath
Bunca yaşanan zulme , acizliğimize üzülmekle beraber böylesi vurdumduymaz insanlarla çevrili bir toplumda yaşamanın öfkesini duyuyorum. Tüm dünya ayağa kalkmışken hâlâ tek kelime etmeyen insanların varlığı midemi bulandırıyor. Sen inan diye kafası kopmuş bebeğini kameralara tutuyor adam KAFASI KOPMUŞ BEBEĞİNİ. Filistin benim meselem mi diyen mi dersin, tek kelime ederse siyasal İslamcı olacağını düşünen mi dersin, yanan ateşin birgün kendi evine sıçrayacağını görmeyi inatla reddeden mi dersin, bunca yasanana rağmen hâlâ soykırım değil savaş diye zırvalayan mi dersin ... Hepinize inat buradayız , dualarımızla , tüm samimiyetimizle, boykotumuzla, gözyaşımızla, acizliğimizin idrakinde olarak ve soylu bir öfkeyi içimizde işleyerek buradayız, Filistinli kardeşlerimizin yanındayız.
Elif

Elif

@Efulim061
·
27 May 11:04
Merhaba arkadaşlar bir ablamın ve bir arkadaşımın başlattığı ve beni de davet ettikleri bir eyleme sizleri de davet etmek istiyorum. Şu anda kullandığım profil resmi ile 3 gün boyunca gündem oluşturmak istediğimiz konu haricindeki okumalarımıza ara verip, gazze ve soykırımla ilgili paylaşımlar yapacağız inşaAllah. Bu davayı dert edinen tüm okur arkadaşlarımızı bekliyoruz. 🇵🇸🇵🇸
Reklam
“İçimde hangi adam konuşuyor? Hem aklımda, hem bedenimde aynı anda ayrılamam. Bu yüzden tek kişi olamıyorum. Kendimi aynı anda sayısız şey olarak hissedebiliyorum.  Fazla büyük usta kalmadı. Zamanımızın gerçek kötülüğü budur.  Kalbin yolları, gölgelerle kaplanmış.  Yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz. Okul duvarları, asfalt ve refah
NAMAZ KUR’AN TANRISI İÇİN KIRMIZI ÇİZGİDİR!
Namaz(salat) kelimesi ve türevleri Kur’an’da yaklaşık 100 yerde geçiyor. Yani o kadar önemli. Konuyla ilgili iki örnek verelim. 1)Yeryüzünde sefere çıktığınızda kafirlerin size zarar vereceğinden endişe duyarsanız namazı kısaltmada bir vebal yok. (Ey Muhammed!) Sen de savaş hattında onların (inananların) arasında bulunup onlara namaz
Sahip olmak ya da olmak 3
Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
Allah söze değil niyete bakar. Niyeti hâlis olunca kişinin,Hayrolur âkibeti her işinin. Hazreti Musa bir gün bir başına dağları dolanırken, uzaktan yoksul ve yalnız bir çoban görmüş . Çoban dizüstü çökmüş , ellerini semaya açıp dua etmekteymiş . Bu durum Musa’nın çok hoşuna gitmiş ama yaklaşıp da çobanın duasını duyunca afallamış . “Kurban
Reklam
Sevdiklerimizin değerini bilelim:(
(okumak isteyenler için çok uzun ama duygusal bir metin bırakıyorum buraya -bendenizden-) (Askerden dönen Necmi'nin annesini kaybetmesi üzerine arkadaşına bunu anlatması) Necmi başını büküp olayları tek tek anlatmaya başladı. ‘Valla devrem ne sen sor, ne ben söyleyem. Bizimkiler de bilmez ama benim sonum yakındır. Benim Valideyi hatırlar
Hor görme harabatı
Rivayet edilir ki, bir gün hazreti pir şeyh Seyyid Abdülkadir Geylani hazretleri Bağdat'ın eski sokaklarında talebeleri ile birlikte yürürken yolun kenarında sızmış, üstü başı perişan bir sarhoş durdurur onu Ve ona; Ey Abdülkadir Allah Kâdir midir değil midir? diye sorar. Hazreti şeyh'te gülümser ve evet Kâdirdir der. Sarhoş ikinci kez,
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.