Yolu istanbul'a da düşen "saldırgan gezgin" lakaplı Sir Victor Sawdon Pritchett'in 1964 tarihli "The Offensive Traveller adlı kitabından ""Kimse Türkler gibi güzel, rahat, yayılıp gevşemiş olarak, ilik ve kemiğiyle, ruhu ve bedeniyle oturamaz; otursa da keyfini çıkaramaz. oturmak, Türk insanının özgün niteliğidir. bedeninin her hücresi, yüzünün çizgileriyle oturur. Sanki hiç kalkmamış ya da kalkmayacakmış gibi. Bu sanatı, Topkapı Sarayı'ndaki sultanlardan öğrenmiştir sanki. Başkalarını, evine, ofisine, odasına, okuluna, kahvesine, bahçesine oturmaya çağırır. Gelmeyene gücenir. Oturmayan konuğun ziyaretini saymaz. Oturanlar da birbirlerini oturmaya davet ederler. Resmi toplantılara oturum derler. Oturumlara ad ve sayı verirler. En ciddi konuşmalar bir köşeye çekilip oturarak yapılır. Üç-beş halhatırdan sonra, oturanlar genizlerini temizler, derin bir sessizliğe gömülür - oturmaya devam ederler."
Balkan Gezimizden Aklımızda kalanlar
4.Gün 30.05.2024 Perşembe Karadağ Karadağ, 2006 yılında bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, 15 Aralık 2008 tarihinde Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik başvurusunda bulunmuştur. Bu başvuruya AB Komisyonu, 9 Kasım 2010 tarihinde olumlu görüş vermiş ve müzakerelerin başlayabilmesi için ülkenin yedi öncelikli alanda ilerleme kaydetmesi gerektiğini
Reklam
Gökkubbemiz
Büyük geleneklerde genelde iki şey olur, ya soru sormayı unuturlar ya da asıl soruları geçip talih meselelerde kaybolurlar. Bir medeniyet, asıl gerçek soruları sormayı bırakıp başka talih meselelerde kaybolmaya başladığında kendi gökkubesini de artık kaybetmeye başlıyor demektir. Başın üstünde başka bir gökkubenin yapay suni, harici dışarıdan
osmanlı türkçesi metinlerinde rik'a, ta'lik ve nesih yazı türleri kullanılırdı. rik'a türkler tarafından icat edildi. yazımı hızlı ve kolaydır. pratik türklüğümüze maşallah:) harnamenin son bölümü...görsel olarak da müthiş anlam olarak da. :)
... +74
--- Türk tarihindeki derinlikler ve kültürel bağlar, milli birliği ve dayanışmayı önemli kılan unsurları ortaya koyuyor. Göktürklerin tarihine baktığımda, Kürşat Ayaklanması gibi olayları düşündüm ve Türklerin iç ve dış entrikalarla nasıl baş ettiğini gördüm. Tarih, devletin iç çöküşünü önlemenin birlik ve dayanışma ile mümkün olduğunu gösteriyor. Örneğin, birbirlerini Kıpçak, Hazar vesaire diye ayırıp birlik olamayan Türkler 50 yıl boyunca Çin'in esareti altında kaldılar. İkinci Kutluklar dönemindeki abideler, bu birliğin ve kültürel mirasın önemini vurguluyor. Türkler, tarihsel tecrübelerden ders alarak birlik olmalı ve kültürel değerleri korumalıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, farklılıklarımıza, dinlerimize ve kültürel çeşitliliğimize rağmen bir bütün olarak Türk olduğumuzu bilmek, hiçbir dış gücün bizi içeriden zayıflatmasına izin vermeyeceğimizi gösteriyor. ---
İSLAMDAN NEFRET EDEN TÜRK OLAMAZ!
İslâm'dan nefret eden kişiler köken itibariyle Türk olamaz. Türk, İslâm'dan nefret etmez. Aslâ! Türk, nankör değildir çünkü! Türkler İslâm'la şereflenmiş ve üç kıtada bin yıl dünya tarihini yapmış, insanlığa adaletin, merhametin ve farklı dinlerle, inançlarla, felsefelerle bir arada, barış içinde nasıl yaşanabileceğinin formülünü ve modelini sunan ve hakkıyla anlaşılamamış ve henüz aşılamamış büyük bir medeniyet inşa etmeyi başarabilmiştir. •Yusuf KAPLAN
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.