Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tatlı dil
Kalb-i sengîne kelâm-ı nerm eder elbet eser/Kıt'a-i elmas lâ-büd hakk olur kurşun ile.(Yumuşak sözler, taş gibi katı kalplere bile tesir eder.Nitekim elmas kütlesi de ancak kurşun ile yontulmaz mı?!...).(Bursalı Beliğ).Ateşin, demirin, basınç ve darbenin tesir etmediği bu sert maddeye(elmasa) yumuşak kurşun tesir eder...Tatlı dil demek ki yılanı deliğinden çıkarıyormuş!!....
Necip Fazıl Kısakürek'in ölüm yıl dönümü üzerine
‘’Üstat Necip Fazıl aramızdan ayrılıp adeta bir kuş gibi uçup gitti. Dev sulara karşı bir ömür boyu gerilmiş kolla düştü. Ve yüzyılımıza şeref olan şiir saati durdu. Ve doğru, iyi ve güzel için yükselen ses sustu. İslam’ın onuru için çağın çelik yüzüne karşı koyan elmas kas gevşedi. Evet, bir kahraman düştü toprağa. Bir kez daha, bin kez daha yeşerip boy atacak tohum olarak düştü. Kartal süzülüp gitti. Sonsuz göklerde kayboldu. Bize ne düşer susmaktan başka." Necip Fazıl'ın ölümü üzerine söylenen bu sözler elbette bana ait değil, bu sözler benim en sevdiğim yazar ve şair Sezai Karakoç'a ait. Ki bu kadar güzel O, anlatabilirdi anca. Necip Fazıl Kısakürek'in fikirlerini seversiniz sevmezsiniz ama herkesin kabul etmesi gereken bir şey var ki O, Türk edebiyatının en iyi yazar ve şairlerinden biriydi. Belki de bu platformda kitaplarını en fazla okuyanlardan biri ve kendisine en fazla muhabbet besleyenlerden biri olarak ben de çok kez bazı fikirlerini ve üslubunu eleştirdim, eleştiriyorum. Ama yaşadığı dönem itibariyle üstlendiği misyon ve davası sebebiyle fikren bir çok kişinin, edebiyat olarakta neredeyse herkesin gönlüne ve tarihimize geçmiş bir şahsiyet kendisi. Bu vesileyle bugün ölüm yıldönümü ve yarın da doğumgünü olan Necip Fazıl'ı sevgi ve muhabbetle anıyor, selamlıyorum. Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Reklam
  Sorularla Risale DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. BÖLÜM
Fıtratların bir kısmı birdenbire parlıyor. Bir kısmı tedricîdir, şey'en şey'en kalkıyor. Tabiat-ı insanî ikisine de benziyor. Şeraite bakıyor; ona göre değişir. Bazen tedricî gider. Bazen dahi oluyor barut gibi zulmanî, birdenbire fışkırıyor. Nuranî bir nar olur. Bazı olur bir nazar, fahmi elmas ediyor. Bazı olur bir temas, taşı iksir ediyor. Bir nazar-ı peygamber, Birdenbire kalbeder; bir bedevi-i cahil, bir ârif-i münevver. Eğer mizan istersen: İslâm'dan evvel Ömer, İslâm'dan sonra Ömer... Birbiriyle kıyası: Bir çekirdek, bir şecer... Def'aten verdi semer, o nazar-ı Ahmedî, o himmet-i Peygamber... Ceziretü'l-Arab'da, fahmolmuş fıtratları kalbetti elmaslara... Birdenbire serâser... Barut gibi ahlâkı parlattırdı, oldular birer nur-u münevver. Sözler - 710
Keşke dönebilsem çocukluğuma... Samsun’daki Komşu Âliye, Züleyhâ, Elmas, Kadriye, Gülhan Teyzelerim olsa yine ve yine adımla seslenip, “Bize ekmek alır mısın?” diye ricâda bulunsalar ve koşsam yine ezân okunduğunda her vakitte câmîye koştuğum ânlar gibi. Sonra yerde bulduğum her sigara izmaritini toplayıp çöpe attığım zamânlar... Annemin aldırdığı
56 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.