Sosyal Medya Çöplüğü
Okan Bayulgen, eskiden beri takip ettiğim bir adam.Çok okuyan biri olduğunu iyi biliyorum.Bakış açısını genel anlamda beğenmemekle birlikte Türkiye de geçmişte güzel programlara da aynı zamanda imza attı.Eğlence programlarını demiyorum tabiki.Uzman kişileri çıkarıp önemli olup da görünmeyen konularda insanları çıkarıp sunduğu programlar çok
Merhaha Dünya
Biliyoruz ki dünyada farklı boyutlar vardır ve biz buna paralel evren deriz ... Paralel evrende bizler görünen varlıklarız ancak biliyoruz ki görünmeyen varlıklarda vardır ... Ben kendi kitabıma göre inandığım kitaba göre bir bakış açısı sunacağım ... Kuran 'da da Görünmeyen olarak Cinlerden bahseder ... Onlarında iyisi ve kötüsü vardır ...
Reklam
Yaşamak adlı davanın yargıcı olan, Vicdan muhasebesi yapan, Kendi içinde mahkemesini kuranlardır ince ruhlu insanlar. İntihar ederek yaşamına son veren, Doğu’nun Franz Kafkası olarak bilinen Sadık Hidayet Kör Baykuş’ta ruh durumunu şu şekilde ifade ediyor: Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar. Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir. Sadece görünmeyen yangınlar, duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır. Sergey Yesenin ise son şiirinde "Şu yaşamda yeni bir şey değil ki ölüm.” Der "Ama yaşamak da yeni sayılmaz kuşkusuz.” Sylvia Plath’ın son satırları ise söyledir: "Karanlığın sızdığını görüyor musunuz çatlaklarımdan? Tutamıyorum içimde hayatımı." Mutluluğun enkazına giden süreçte, Etken düşüncenin empoze edildiği döngüydü küçük çatlaklar. Etrafımızdaki insanların birleşim kümesi olmaya zorlanmış, Edilgen, kendinden uzak olan ruh sürgüne gönderilmiş. Bu noktada içe atılan en gürültülü sessizliğin yankısında sağırlaşmış. Neydi ölümün simgesi? Sonsuz bir sessizlik mi? Bağırmayı unutanların çığlıkları mı ? 𝔈.𝔇.
“Ahhh şu eskilerin NAİF DÜŞÜNCELERİ”
"Markette meyve seçerken en alttakilerini, görünmeyen diplerdekini almaya çalıştığımı farkettim. Bu alışkanlık bana kimden geçti diye yoklamama gerek bile kalmadı. Tabi ki babaannem💙 "Önlerde olanları alma, göz kalmıştır onlarda. Alan olur, almayan olur. Canı çekmiştir, hasta olduğu için yiyemiyordur" derdi. Hepsinin bakışından, dokunuşundan bir his kalmıştır. Bu hisler yiyeni mutlaka etkileyecektir. Bunun gelenekten gelen naif bir düşünce olduğunu kabul etmek gerek. Şimdi olayı meyvelere olan etkisinden, insanlara olanına çevirip düşünelim. Bazı insanların bakışı ve dokunuşu şifa gibi gelirken, bazılarının bir o kadar ağır ve rahatsız edicidir. Bunun nedeni belki imreniş, belki hasettir ki her şeyin maddi manevi karşılığı olduğunu da düşünürsek karşı tarafında imrendirme arzusunun olduğu ihtimallerden. Bu da tarafların imtihanı, egosuyla mücadelesi elbet. Bize düşen herkesin iyiliğini isteyen ve yaşadığı güzellikleri başkalarınında yaşamasını arzu eden, temiz kalplerin çoğalmasını temenni etmek. Allah iyilerden eylesin ve her daim iyilerle karşılaştırsın ! 🙏☺️✌️🖌
Dua Vakti
GAZZE’YE DUA🤲🥀🇵🇸 Ey Yusuf'u kuyudan çıkaran Allah'ım! Gazze'ye zafer nasip eyle! Ey ibrahim'i ateşten kurtaran Allah'm! Gazze'ye zafer nasip eyle! Ey Yakup'un gözyaşını vuslata çeviren Allah'ım! Gazze'ye zafer nasip eyle! Ey Eyyüp'e şifa veren Allah'ım!Gazze'ye zafer nasip eyle! Ey Musa için denizi yaran Allah'ım! Gazze'ye zafer nasip eyle! Ey Resulullah'in duasıyla Bedir'e görünmeyen ordular gönderen Allah'ım! Gazze'ye zafer nasip eyle! Ey Ashab-t Kehf i zulümden kurtaran Allah'ım! Gazze'ye zafer nasip eyle! Ey diriden ölüyu, ölüden diriyi çikaran Allah'ım! Gazze'ye zafer nasip eyle! AMİN 🤲🥀🇵🇸
Sadece oy isterken ve çocuk isterken devlet - baba tarafından hatırlanan, ev içi hayata mahkûm olunması arzulanan, kimi zaman buna cesaret edip dillendirilen, iş hayatında hem çalışan emekçi olarak hem de bir kadın olarak iki defa ezilen, kadına yönelik şiddetle mücadelede koydukları yasa (6284) uygulanmayan, yine bir bahaneyle İstanbul sözleşmesi gibi şiddete karşı bir güvencenin elinden alındığı, tüm bu olumsuzluklara rağmen fiili olarak bunlara karşı direniş gösteren, bunu yaparken yalnız kalan ancak mücadelesinden vazgeçmeyen ve kazanan/kazanmaya devam eden tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun. 8 Mart bir bilinçtir. Kadın cinayetlerin politik olduğunun, Ev içi görünmeyen emeğin varlığının duyurulduğu, Kadına yönelik şiddetle mücadelede ses olduğunun, Toplumun eşitsiz odaklarına karşı bir duruş olduğunun, Kapitalist patriyarkal düzen karşısında çöken muhalefete ve ideolojilere rağmen ayakta kalabilmenin, İnsan olma bilincinin (doğaya, hayvana karşı da duyarlı olma bilinci) ayakta tutulduğu gündür 8 Mart. Bu vesileyle kutlamaktan çok, bilincine varmanın önemine değinerek anmak isterim 8 Mart'ı. Var olsun.
Reklam
Ezan okunana kadar biraz balkonda oturayım dedim. Karşımda camii, minarenin sol tarafında ay, ayın sağ tarafında belirgin sadece tek bir yıldız. Kendi görünmeyen ama zikriyle bütün mahalleyi saran kuşlar, sokak lambasının altında uçuşan ateş böcekleri. Ortalıkta kimsecikler yok sadece huzur. Rabbimizin kullarına karşı rahmeti geldi aklıma aciz aklımızın idrak edebildiği ve edemediği tüm bu güzellikler bizim içindi sonra Kemal Sayar’ın “yavaşlayın, bu dünyadan bir kere geçeceksiniz” sözü. O kadar hızlı yaşıyoruz ki hayatı, çevremizdeki güzellikleri göremiyor durup üzerinde tefekkür etmeye vakit bulamıyoruz. O kadar iyi hissettirdi bana bu birazcık zaman. İnsanın kendine gelebilmesi için oturup kendini birazcıkta olsun dinleyebilmesi gerekiyor. O birazcık zamanı kendinizden esirgemeyin.
Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir. Sadece görünmeyen yangınlar, duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır.
Kitapperestlik
Tekrar etmekte fayda var. Zira sosyal hayatta görünmeyen aşağıda bahsedeceğim bu hastalıklı kibir, bir çok kez sadece buraya ait gibi duruyor. Kitap okumanın kendisi bir amaç değildir efenim. Kitap, bir araçtır. Merakı gidermek, hazzı tatmin etmek, bilgiye ulaşmak gibi bir çok amaca hizmet eden bir araç. Amaca, bir aracı en iyi şekilde
Kim anlıyor seni?
Empati!! İnsanın içindeki acıyı kimse bilmez. Tıpkı dibi görünmeyen bir kuyuya attığımız taştan çıkan sesle kuyunun ne kadar derin olduğunu anlaybiliyorsak bir insanın acısı yüreğimize düştüğü zaman çıkan sesle ne kadar derin bir acı olduğunu anlayabiliriz. (Yazgül Sipki)
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.