Klasik geleneğimizde ilim bütün faziletlerin kaynağı olan bir fazilet olarak kabul edilerek, insanın bilmesi, birileri üzerinde tahakküm ve tasarruf imkanınnı genişletme olarak değil, kendi varoluş şartları hakkında bir “bilgilenme”, dolayısı ile, zaten ve vasıtasız olarak bildiğinin farkına vararak, bunun asılları ile irtibatını keşfetmek, yani tahkîke yönelmek olarak tebarüz etmektedir. Bilmek kendi başına bir amaçtır. Ve bilgi, insanda hal olarak gözükür. İlmin dindarlığın esası olması demek te tam da bunu ifade etmektekdir. Kendi klasik geleneğimizin içerisinde ilmin tayin edici rolü olduğunu hep söylüyoruz. Bütün klasik kitaplarımız ilim olmadan din olmayacağını anlatır. Bu yüzden bizde tahkik çok önemlidir. Kısaca tahkik, taklid olmadan olmaz; ancak her taklid tahkike elvermez. Tahkike el veren taklid, ve taklidi tahkik ederek, onun üzerinde gerekli tasarruflarda bulunmak sahih toplumsal gelişmenin esasını teşkil eder.
Tahsin Görgün