Beni dilediğin gibi kurtar Allah'ım. Düşünüyorum da ölümü; saatlere, günlere, haftalara, aylara bölüp sadece zaman kazanmaya çalışıyormuşum. Tek yaptığım, yüzleşmekten korktuğum için ona çeşitli isimler vermek olmuş.
Ölüme, bazen anne demişim, bazen baba demişim, bazen de sevgili. Hiçbir zaman yeteri kadar zaman yok. Artık, kendimle görücü usulü tanışmak istiyorum Hurşit abi.
Çünkü, ben kendimin tekrarıyım. Ben yaratıldığım çamuru bataklığa çeviren ve o bataklıkta boğulan bir yaratığım. Çünkü ben, içi zifiri karanlık olan ama karanlıktan korkan bir yaratığım. Gecenin binbir türlü hali var Hurşit abi.
Bazen iç sesimi dinlemek istiyorum ama görüyorum ki sanırım iç sesimi dinlemek için bir de iç kulağa ihtiyacım var.
İçimdeki adalet duygusu, çürümüş anayasalarıma köpek oluyor. Bir vicdan mahkemesi var ki içimde, bütün hakimlerimi satmışım Hurşit abi.
Ben aslında, gönlümü dünya'dan almaya gelmişim.
Gündüz ile gece arasına sıkışıp kalmış gönlüm, halbuki ben, geceyi yaşadığımı düşünüyordum, meğersem sabaha ulaşmak için gecenin içinden geçmeyi becerebiliyormuşum bir tek.