Sonrası Kalır / Edip Cansever
On Kalır benden geriye dokuzdan önceki on
Dokuz değil on kalır
On çiçek, on güneş, on haziran
On eylül, on haziran
On adam kalır benden, onu da
Sonrası Kalır / Edip Cansever
On Kalır benden geriye dokuzdan önceki on
Dokuz değil on kalır
On çiçek, on güneş, on haziran
On eylül, on haziran
On adam kalır benden, onu da
Bal gibi parlayan, kekik gibi bunalan
Kekik çayının bütün sancılara iyi geldiğini söyleyen kimseler *hicte iyi falan gelmiyor*
Sadece mide bulantısını alan tek bitki çayı kekik diyebilirim.
Acı bir feryat, yürekleri imha ediyor,
İmdat!
Ve yer ile gök kapkaranlık utancından.
Enkazların altında toz tutuyor hayatlar.
Artık kekik kokuları gelmiyor dağlarından.
'HBK'
Bir kekik kokusu tüter sabahın seherinde...
Denizde bir balık kayar, bir yıldız solar gökte...
Ve sabah türkü gibi yayılır...
Salyangozların izleri uzar toprakta...
"Yaşamak Kekik kokulu bir sevda ile Uyanmaktır yeni güne Bir kuru ekmekle mutlu olmaktır yaşamak Bir bardak çayda İçten katışıksız bir gülüştedir Yaşamak
Bir çiçek yaprağında dostu özlemek Sevdiğinin sol göğsünde ölmektir Yaşamak
Güneşin eteklerinde buz tutarken Yüreklerimiz İnadına bir türkü tutturmaktır yaşamak."
Dağ Rüzgarı
Kaderde senden ayrı düşmek de varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim...
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden
Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git
Git gidebildiğin yere git diyordum
Oysa ki, senden kaçılmazmış
Yokluğuna
"Kekik kokusu duydum
Kekik kokusu koynunda huysuz gecenin
Uyandım birdenbire
Haydi dedim yüreğim gidelim bu şehirden
Bu şehir koparmak istiyor beni özlemlerimden
Yorgunum;
Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var
Yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
Düşmanlarım ulaşamazlar..."