Çaldıran Savaşı, “gaza” anlayışıyla gaza gelmiş bedenlerin kendileriyle olan savaşı; Aynı dinin aynı Allah’ına yalvaran dilleri! Farklı yorum ve fikirlere duyulan öfke ve dahası “İNCİ KÜPE”…..
1500’ li yıllarda Mısır'da “küpe” köle olmanın bir simgesiyken…İnci Küpe; Bihruze Hatun’ un çocukluğu ve yıllarca görmek istediği sevgi, Şah İsmail için imkansız aşk, Sultan Selim için gurur, Kamber CAN içinde bütün güzellikleri içinde barındıran salt bir sevgi....
Bihruze Hatunla birlikte gureba (kimsesizlerin) mezarlığına gömülen bu küpe, İskender PALA’ nın kalemiyle eşilen topraktan gün yüzüne çıkıyor....
Muhteşemdi!......
Sadece aklıma aniden bir fikir geldi
Pek romantik dram kitaplarından hoşlanmayan biri olarak bu kitabı okurken çok zevk aldım. Bir çiftin gurur ve önyargılarını aşıp birbirine nasıl ulaştığının bir öyküsü.
Kitaptaki aşk bize çoğunlukla tek taraflı sunuluyor. Karakterin karşı karaktere ne hissettiği gibi. Çiftimizin arasında ikisinin de bir yaşayıp paylaştığı bir aşk görmüyoruz. Kitap da bana tutkulu bir aşk hikayesinden ziyade iyi bir karakter gelişimi hikayesi gibi gözükmüştü bu yüzden.
Yani en azından okurken böyle hissetmiştim. Bir duygu eksikti benim için. Ve bugün o eksikliği kitap üzerine düşünürken buldum. O da erkeğin düşünceleriydi. Kitapta asıl değişimi yaşayan kişinin erkek karakterimiz olduğunu görüyoruz ama onun düşüncelerine sadece kadınla olan diyaloglarından ve mektuplarından ulaşabiliyoruz. Mesela erkek karakterin kadının karşısına çıktığı süreci okumuyoruz. Sonra konuştuklarında birkaç ayrıntı eklenip bırakılıyor sadece. Sadece kadın karakterin düşünceleri ve hisleri bize aktarılıyor.
Ama belki de yazarın amacı da buydu. Karşı tarafı okuyucuya sorgulatmak. Geçirdiği değişimi anlatıp bırakmak belki o değişimi daha küçük kılabilirdi. Ama anlatılmayan bir şey hiçbir şekilde sınırlandırılamaz diye düşünüyorum. Anlatılmayan şeyler her kişinin hayal gücü kadar derin ve geniştir.
Ben önümüzdeki birkaç saat sanırım bunun üzerine düşüneceğim. Karakterimizin geçirdiği değişim üzerine. Belki o zaman o eksik duyguyu kendi içimde kapatabilirim.
Proust okumak...
"Kayıp Zamanın İzinde" serisi bittikten sonra hem büyük bir gurur duymuştum kendimle, hem de bir daha o muhteşem cümleleri okuyamayacağım diye üzülmüştüm. Ondandır ki Proust ile ilgili çoğu kitabı alıp okumaya çalıştım. Elbette hiçbiri aynı zevki vermedi. Fakat bugün paylaşacağım "Kayıtsız Adam" öyküsünde
Yaptığı hataları fark eden Zeynep, hayatının akıp gitmesine izin vermeyerek yaşadıklarının arkasına sığınmadı. Araf’ta seçtiklerinin bedelini ödedi. Şimdi sırada Berceste var.
Zeynep azminin sonucunda hayatın ona armağan ettiği seçileni yaşarken; okurlarıyla güzel bir yolculuğa ev sahipliği edecek.
Sonunda gurur mu yoksa aşk mı kazanacak?
Balbadem Serisi; pasif bir direnişin, yeniden doğuşun, başarının ve her şeye rağmen âşkın hikâyesi.
İlk kitabını severek okuduğum Balbadem serisinin ikinci ve son kitabı.
İlk kitapta olduğu gibi bu kitapta da yazarın tarzı ve sürükleyiciliğini çok sevdim.
Karakterlerin kendinden ödün vermeden aynı inatçılıkla devam etmesi çok eğlenceliydi. Özellikle Engin'in annesi beni en çok güldüren kişi oldu.
Yan karakterlerin başına gelen olaylar beni hem duygulandırdı hem de mutlu etti. Kısa sürede bitirdiğim ve seriye güzel veda ettiğim bir seri oldu.
Tavsiye ederim.
GÖKÇEN: GERİDE KALANLAR
GÖKÇEN : GERİDE KALANLAR || LORESİMA
"Aşk, birbirinin gözlerinde hayatın anlamını okumaktır.”
Selam papatyakokulularım, bugün size çok sevilen bir serinin devam kitabı ile geldim. Dikkat burdan sonrası spoiler olabilir.
İlk kitaba başlarken yaşadığım duyguların iki katını yaşadım bu kitapta. İlkinde tatlı çiftimiz hüzünlü bir son ile
Mizah ve İroniyle Sosyal Sınıfları Alay Eden Bir Başyapıt
Jane Austen'ın Gurur ve Önyargı'sı, 19. yüzyıl İngiltere'sinde geçen, bol bol aşk, gurur ve önyargı içeren bir romantik komedi. Hikayemiz, beş kızı olan Bennet Ailesi'nin etrafında dönüyor. Hepsinin de evlenmesini isteyen anneleri, kasabaya gelen zengin talipleri gözetmeye başlıyor. Olaylar, Mr. Bingley ve gururlu arkadaşı Mr.