212 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Herkese merhaba, Bir paradoksun içine hapsolduğunuzu fark etseniz nasıl çıkarsınız? Ya da çıkabilir misiniz?  Seda ve Selin üniversite öğrencisi olup aynı evi paylaşmaktadırlar. Bertuğ varlıklı bir ailenin oğlu olup Selin de onun peşindedir. Seda kendi halinde sadece dersleriyle ilgilenen güzel bir kızdır. Bertuğ‘ un egosu Seda’ya yanaşmak isteyince duvara toslamıştır.  Bir akşam Selin’i tek başına yaşadığı evine çağırır Bertuğ ama  eve geldiğinde barın içinde ki şişede kesik bir parmak bulmasıyla gözü, üstünde ‘beni oku’ yazan zarfa takılır böylece Nadciv ile tanışmış olur. Bizlerde... Ve 400 yıl ileri gidip 2419 yılında tam olarak bir distopya da buluyoruz kendimizi dünyamızdan farklı bir sistemin içinde, önce bir afallıyoruz haliyle. Otorite altında her hareketleri kontrol altında olan hata kabul etmeyen bir sistem içinde yaşayanlar varlık içinde, yabani olarak tanımlanan insanlar da sistem dışında ormanda yokluk içinde yaşıyorlar.  Bu arada ben bu sistemin dünyamızda gerçekleşeceğine-yaşanacağını da inananlardanım, asır geçse bile.. Zira o yöne doğru gidiyoruz usul usul. Zekice kurgulanmış içinde felsefe, nefret, intikam ve aynı zamanda sevgi barındıran bu sıradışı eseri  yazar duygu durumlarıyla, sosyal mesajlarıyla, betimlemeleriyle öyle güzel harmanlamış ki beyninizi yakmaya hazır olun. Nadciv kim? Amacı ne? Sistemde tanıştığımız Jen kim?  Seda kim? Bir kitabın 400 yıl sonra ile bağlantısı ne? Kesinlikle öneririm, mutlaka okuyun derim. Kitap ve sevgiyle kalın...
Katil 2419
Katil 2419Abdurrahman Yücesoy · S.S. International Publishing · 053 okunma
510 syf.
·
Not rated
Hasan Sabbah, Alamut kalesi, Batiniler, büyük Selçuklu devleti, Nizamül Mülk, padişahlar ve suikastçiler... Hepimizin sıkça duyduğu bu kavramlar ve bunların tarih boyunca sürekli karşımıza çıkması dolayısıyla her zaman ne kadar gerçek, ne kadar kurgu, ne kadar nesnel diye hepimiz sormuşuzdur kendi kendimize? Alamut kalesi ve Hasan Sabbah hakkında
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201242k okunma
Reklam
312 syf.
·
Not rated
1970'lerin İngilteresi
---Spoiler içerir--- Hanif Kureishi, 1954 doğumlu ve The Times tarafından savaş sonrası ilk 50 İngiliz yazar arasında gösterilen, pornografi yazarak kariyerine başlayan ve devamında tiyatro oyunu yazarak Oscar'a "Benim Güzel Laundrettam" ile aday gösterilen", 1985 yılında şöhrete kavuşmuş bir yazar. İlk romanı olan
Varoşların Buda'sı
Varoşların Buda'sıHanif Kureishi · Can Yayınları · 200142 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Latin Geleneğine Yaslanan Harika Öyküler
Ağızdaki Kuşlar, Samanta Schweblin'in on sekiz öyküden oluşan koleksiyonu. Latin Amerikan edebiyat geleneğine yaslanan yazarın öyküleri kendine özgü. Kolay okunan fakat anlaşılması hemen mümkün olmayan öyküler bunlar. Tekinsiz atmosferler hemen hemen tüm öykülerde hâkim. Sembolik anlatımlarla netameli atmosferler birleşince ortaya çıkan öyküler de hem şaşırtıcı hem de gündelik yaşamda karşılaşılması mümkün olmayan türden. Açık sonlu olduğu gibi gerçeküstü öğelerle de bezenmiş öyküleri severek okudum. Benavides'in Ağır Valizi'ni soluksuz okudum diyebilirim. Okurken sonuna dair tahminlerimin hiçbirinin doğru çıkmaması esasen okuma zevkimi ve öykünün gizemli yapısını artıran şeylerdi. Ağızdaki Kuşlar, sembolik bir öykü olması kadar gayet sürükleyici ve ilginçti. Muhafaza Edilenler, Kazıcı, Asfalta Çarpan Kafalar, Bir Köpeği Öldürmek ve daha adını saymanın lüzumu olmayan bir yığın nitelikli öykü. Marquez'den nitelikli örneklerini okuduğum Latin Amerikan öykü geleneğini çok sevdim ve yazarın diğer öykü kitaplarını da okuyacağıma kendi kendime söz verdim. E haydi öykü severler siz ne duruyorsunuz!
Ağızdaki Kuşlar
Ağızdaki KuşlarSamanta Schweblin · Can Yayınları · 2018259 okunma
115 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 16 hours
Ahmet Ümit sevenlerin gözü kapalı beğeneceği bir kitap Kardan Adam. Zira tıpkı onun romanları gibi bunda da bir yığın gereksiz detay, laf kalabalığı... Polisiye roman denince önümüzde üç seçenek beliriyor: 1.Edebi bir eser vardır ortada ve orada polisiye unsurlar asıl mesajı okuyucuya ulaştırmada ve okuyucuyu romana bağlı tutmakta görev alır. Ancak sadece edebi anlamda değil polisiye kurguda da çok başarılı olabilenleri mevcuttur. Gülün Adı, Suç ve Ceza, Benim Adım Kırmızı gibi. Bunlar üst seviye eserlerdir. 2.Amaç sadece okuyucunun güzel zaman geçirmesini sağlamaktır ve aslolan polisiye kurgudur. Sherlock Holmes gibi Agatha Christie romanları gibi. Bunların kimisi güzeldir kimisi de fazla çocukça ve yavan.Bu türe örnek olarak "Deniz Feneri" (P.D. James) çok beğendiğim bir romandır. 3.Uzak durulması gereken çeşit budur. Edebi olmaya çalışan polisiye. Ne edebidir ne de polisiye. Bunların mottosu şudur: "İyi polisiye iyi edebiyattır" Ama aslında polisiye kurgunun yanı sıra insanların günlük yaşantısındaki sıradanlığı çok sıradan bir şekilde anlatmayı edebilik zanneden, bunun yanı sıra polisiye konuyla alakasız bir dünya saçma detayı romana serpiştirerek güya romana gizem katan, gizemi çözmeyi zorlaştıran, okuyucuyu enayi yerine koyan, gerçek okuyucuya zevk veremeyen ve zaman kaybettiren türdür ve gerçek okurların uzak durması gerekir. Beyoğlu Rapsodisi ve Ahmet Ümit'in diğer romanları bu türe verebileceğim en güzel örneklerdir sanırım. Kardan Adam da bu türden bir roman olduğu için daha fazla tahammül edemedim ve 115. sayfada okumayı bıraktım.
Kardan Adam
Kardan AdamJo Nesbo · Doğan Kitap · 20201,157 okunma
141 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 26 hours
Sırça Köşk
Sırça Köşk
Sırça Köşk
te birbirinden güzel öyküler var, Ancak son öykü hepsinden güzel. On yıllar evvel yazılmış bu öykü günümüzde yaşanılanları anlatır gibi... Hadi birlikte okuyalım öyküyü... Sırça Köşk Bir zamanlar boş gezmeyi iş yapmaktan çok seven üç arkadaş varmış. Bugünden yarına geçinmek, gittikleri yerlerin birinden yüz bulsalar, beşinden
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202057.1k okunma
Reklam
1,000 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.