Hint Müslümanlarının tepkisinin korkulan düzeye ulaşmaması yavaş yavaş İngilizlere daha cesur kararlar alma olanağını verdi. Bir yandan lttihatçıların dinsizliği, Halife'nin onların elinde esir olduğu, Mekke'yi bombaladıkları gibi propaganda kampanyası şiddetlendirildi, diğer yandan daha cesaretle Müslüman askeri kullanma yoluna gidildi. M. Kemal Öke, 1916'da 113 bin olan Müslüman askerin 1917'de 276 bin ve 1918'de 500 bine çıktığını kaydediyor
Sayfa 117Kitabı okudu
"Kılıç bak, koca bir tarih göçüyor."
10 Kasım 1938 günü sabahı Atatürk'ün gözleri kapalıdır göğsü mutemadiyen inip çıkmaktadır. Odada ve Sarayda derin bir sessizlik hüküm sürmektedir. Sağ tarafında baş ucunda Dr. Mim Kemal Öke duruyor, Dr. Mehmet Kamil Berk başını onun omuzuna dayamış ağlıyordu. Dr. Akil Muhtar Özden kendinden geçmiş, odanın içinde telaşlı adımlarla durmadan
Sayfa 271 - Güven KitabeviKitabı okudu
Reklam
Atatürk, Dolmabahçe'de bir akşam sağ kulağının memesi altında olan şişliği Op. Dr. M. Kemal Öke'ye aldırmak ister. Doktora telefon edilir, operasyon için Şişli Sıhhat Yurdu'na gidilir. Yerel bir operasyon ile şişlik çıkarılır ve saraya dönülür. Bundan sonra Atatürk sofrasında kimin bir yerinde benzer şişkinlik görürse kendi ameliyatını anlatır, arkadaşının da aynı yola başvurmasını isterdi. Bir gün Nuri Conker dayanamaz, Atatürk sözünü bitirir bitirmez "Kedi bir yerini görüp yaram var zannetmiş" sözünü yumurtlar. Atatürk bu söze kızmaz, çok hoşlanır ve epeyce güler. Atatürk'ün sırtında bulunan bir beni de, Şişli Sıhhat Yurdu'nda Op. Dr. Mim. Kemal Öke tarafından alınmıştır.
Sayfa 142 - Güven KitabeviKitabı okudu
Hindistan Müslümanları : 26 Aralık 1921'de Allahabad'da toplanan Hilafet Konferansı'nda başkan Ecmel Han, Orta Asya, Kafkasya, Mısır, İran, Afgan ve bilhassa Türkiye'deki Müslümanların artık uyandıklarını, ilerde oluşacağını umduğu İslam Federasyonu zincirinin bir ucunun Anadolu'da, diğerinin Güney Asya'da bulunacağını söyledi. Artık doğu, batının ekonomik köleliği ve siyasi boyunduruğundan sıyrılmak üzeredir, Hilafet davası bu uyanışın düğüm noktasıdır, diye ekledi. Ocak 1922'de Ahmedabacl'dlaki Müslümanlar Birliği toplantısında Anadolu'daki mücadeleden örnek alınarak silahlı savaş kararı çıktı. Bu arada İngilizler çekilirse ordunun başına getirilecek kumandan bulunmadığı yolundaki bir hatırlatmaya karşı ortak bir cevap geldi, "Enver Paşa getirilir." (M.K. Öke, Güney A ya Müslümanlarının İstiklal Davası, Kültür Bak., Ankara 1988, s.85-86) - Bombay Hilafet Komitesi Mustafa Kemal'e telgraf çekip, barış görüşmelerinde yumuşak davranmasını eleştirdi ve İslamın kutsal şehirlerini istemekte ısrar etmesi gerektiğini hatırlattı. (Times, 5.5.1922) - Bütün Hindistan Müslüman Birliği 24 Eylül 1922 M. Kemal'i kutlama ve Ankara'ya desteğin devam etmesi kararı aldı. 27 Aralık'ta da Gaya Hilafet Konferansı'nda Seyfül İslam ve Mücahidi İslam ünvanı verildi. Türk örneğine benzer şekilde silahlı mücadele kararı da alındı. (M.K. Öke, a.g.e., s. 100-101 ) - Ahumedabad Mitingi: İngiltere Çanakkale'ye asker yollarsa Hintliler Türk ordusuna katılacak. (New York Times, 27.9.1922)
Sayfa 233 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Hint Müslümanlarının tepkisinin korkulan düzeye ulaşmaması yavaş yavaş İngilizlere daha cesur kararlar alma olanağını verdi. Bir yandan İttihatçıların dinsizliği, Halife'nin onların elinde esir olduğu, Mekke'yi bombaladıkları gibi propaganda kampanyası şiddetlendirildi, diğer yandan daha cesaretle Müslüman askeri kullanma yoluna gidildi. M. Kemal Öke, 1916'da 113 bin olan Müslüman askerin 1917'de 276 bin ve 1918'de 500 bine çıktığını kaydediyor. Böylece Hint Müslümanlarının İmparatora sadakati, tekrar eski düzeyine getirilmiş oldu.
Sayfa 117 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
1894
"Biz, burada Avrupalıların Ermeni Meselesi'ne verdikleri öneme gülüp geçiyoruz. Bu sorunda canımı sıkan tek nokta, iyiliğimi istediğini söyleyen sözüm ona dostumun evinin, Ermeni entrikacı ve ihtilâlcilerinin yuvası olmasıdır. Geçen yüz iki Ermeni ihtilâlci yakalandığı zaman, idamı haketmelerine rağmen, İngiliz elçiliğinin müdahalesi ile ülkeden atılmışlardır. Şimdi, duyuyorum ki, bu adamlar Birleşik Krallık'ta kent kent gezerek milletimin, dindaşlarına akıl almaz zulümlarda bulundukları iddialarını vaaz ediyorlarmış. Sizi temin ederim ki, Reşid Efendi, bir dost tarafından reva görülen bu davranışlara kimse kayıtsız kalamazdı. Beni Rusya'nın kollarına itecek bir şey varsa, o da ülkemin felâketini isteyen ve bana karşı dolaplar çevirenleri şımartan İngiliz Hükümetinin anlaşılmaz tutumudur. Dahası, bazı İngiliz politikacılarının beni teba'm arasında eşitliği sağlamayı başaramamakla suçlamaları kadar büyük bir adaletsizlik olur mu? Eşitlik diyorlar! Sözüm ona dostlarım tarafından teba'm arasına nifak tohumları atıldığı, bir milletin diğer millete karşı kışkırtıldığı bir ortamda eşitlikten sözedilebilir mi? Unutmamalısınız ki, ben bu ülkenin sadece hükümdarı değil, aynı zamanda bir Türk ve Müslüman olduğum için, ırkımın ve dinimin de resmi lideriyim. Bu nedenle, ne milletime, ne de dindaşlarıma iftira edilmesini kabul edemem."
Sayfa 127 - Gizli Belgelerle Abdülhamid Devri ve İngiliz Ajanı Yahudi Vambery. Hikmet Neşriyat, İstanbul, Kasım 1991 [ISBN: 978-975-7449-008]Kitabı okudu
Reklam
Cenâb- ı Hakk, kulunun gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı yerine geçiyor ki böylece kul Rabbinin küllî iradesine tâbi hal üzere bulunuyor. Bu hali tavsif ederken M. Aziz Bey, bir varidatında şöyle yazacaktır: Ser verdik, sırrı bulduk Cân verdik ,Cânânı bulduk Vefa gösterdik, sefayı bulduk.
Okuma Listem
DÜNYA EDEBİYATI 📚 *HOMEROS İlyada Destanı ✓ Odysseia Destanı ✓ *DANTE ALİGHİERİ Yeni Dünya✓ İlahi Komedya✓
Mustafa Kemal Paşa:
“Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. Kadın eğitilmelidir.”
Sayfa 224Kitabı okudu
Mustafa Kemal:
“Devir değişti. Artık kadınlar aşklarını önce söylüyor.”
Sayfa 130Kitabı okudu
71 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.