bu kısır döngü hep böyle devam edip duruyor.
"umut" dediğimiz şey başlı başına bir lanet ve paradoks bence. yani düşünsenize bi: umut etmezseniz uğruna yaşayacak bir şeyiniz, tutunacak bir dalınız kalmıyor; umut ederseniz de hayal kırıklıkları, pişmanlıklar... uğruna feda ettiklerinizin boşa gitmesi işten bile olmuyor. ardından şunu düşünüyorsunuz: "olsun, en azından umut etmiştim, boşa çıkması çok önemli değil"...
Öyle bir paradoks ki en büyük yalnızlığa insanların en kalabalık ve sıkışık olduğu, Doğu’nun ve Batı’nın büyük kıyı kentlerinde rastlıyorsunuz.
Sayfa 367 - AyrıntıKitabı okuyor
Reklam
“Haklı olan kişi en güçlü olandır. Bu durumda bir paradoks söz konusu, en korkak olanlar aynı zamanda en cesurlar, çünkü fikirlerini herkese empoze edebiliyorlar.”
Benzer şeyleri çeker insan üzerine hep... Sonra paradoks içinde debelenip durur. Dururken asla düşünmez nereye gidiyorum ben, neyim ben ve kimim ben? Aslında ne istiyorum?.... İstediğimizi sandığımız şeyler kocaman bir yalan çıkınca da dünyayı, evreni ve kendimizi suçlar dururuz. Suçlu kimdir? Karşımıza çıkacaklardan kimdir mesul olan? Bazı şeyleri görebildiğimiz yer rüyalar artık veya hayaller... Hayaller ki gerçeklerden daha güzel...
Toplumsal dindarlık ile siyasal laiklik arasındaki paradoks, İslam toplumlarında tasarlanmış bir olgudur.
Sayfa 47
... İnananlarından bazıları bu durumu nihai mukaddes paradoks olarak kabul etmektedir - ve Sabetaycı Yahudi-İslam mezhebine mensup çoğu Selanik’te yaşayan Dönmeler, 1908 ve Birinci Dünya Savaşı arasındaki Jön Türk devriminde büyük rol oynadılar. Günümüzde Türkiye’de hâlâ varlıklarını sürdürmektedirler.
Sayfa 306Kitabı okudu
Reklam
Şapkanın 70’li yıllarda simgesel anlamı tuhaf bir paradoks taşıyordu. Bir şehirli ve kolejli olan, genellikle şehirlilerin partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı Bülent Ecevit bir köylü aksesuarı olan kasket takıyor; buna karşılık köylü olan ve genellikle köylülerin partisi Adalet Partisi’nin genel başkanı Süleyman Demirel, şehirli aksesuarı olan fötr şapkayı tercih ediyordu.
Sayfa 164 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Yüzleşme
Bizi bize anlatarak yaşadıklarımızla yüzleştirmiş yazar. Evimizin içinde balkona çıkamamak nedir? Sıkışmışlık, sınırı belli alanlara kadar gidebileceğimiz, iplerin hep başkasının elinde oluşudur. Bir korku aleminde sürekli dövülme, dışlanma, horlanma, ötekileştirilme korkusuyla yaşamaktır. Bitmeyen bir şiddet sarmalına düşmektir. Kendi
Rölanti Çıkmazı
Rölanti Çıkmazıİsmail Güzelsoy · Everest Yayınları · 20244 okunma
“Tuhaf paradoks şu ki, ancak kendimi tam da olduğum gibi kabul edebildiğim zaman değişebilirim.”
204 syf.
9/10 puan verdi
Felsefenin bir sistemi olmasa da, bir metodu vardır. Felsefeye metodik düşünceyi getiren Descartes kendini sorgulamada çığır açmış. Fakat metodu diğerlerinden çok farklı ve sarmal bir yapıya sahip. Bütün kalıplaşmış edinimlerinin köklerini koparıp yeniden bir kök oluşturmaya çalışıyor. Bu benim için hayranlık uyandırıcı, mütaalası ise şahsım için
Metafizik Üzerine Düşünceler
Metafizik Üzerine DüşüncelerRené Descartes · Kabalcı Yayınevi · 2013399 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.