_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir. _Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
Asla Bağlı Kalmayacağım 2024 Yılı Okuma Listem ;))
📚♥️🪻🧡🪻💛🪻💚🪻🩵🪻💙🪻💜📚 Çağdaş Edebiyat 💻 - [ ] Alamut - [ ] Gazap Üzümleri - [ ] Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi? - [ ] Çizginin Dışındakiler - [ ] Yüzyıllık Yalnızlık
Reklam
256 syf.
8/10 puan verdi
"Gerekli olanı yapmak her zaman ahlâki degildir. Hırsız, gerekli olan seyleri çalar; köleler bir zamanlar ekonomi için gerekliydi ya da bugün asgari ücretle adam çalistirmak ve arada, 'Bu is icin disarida bekleyen binlerce kisi var' diye tehdit etmek, çagdas ekonomi için gereklidir. Ama hiç biri ahlâki degildir." Herkese merhaba (2023/87) Bugün; konusmalarinı severek dinledigim Üstün Dökmen'in fabl türünde kitabi Miyase'nin Kuzular ile geldim. Kitap, Necdet Bey ve karisı Aysen Hanim'In çiftliklerinde yasayan hayvanlarin yaptikları demokratik seçim ve özgürlük konusmalaryla baslıyor. insanlarin dünyasinda yasadiklar iliskileri, etkilesimleri, adaletsizlikleri, yasam mücadeleleri, kavgalar ve hatta asklar hayvanlar dünyasinda yasaniyormus gibi hayvanlarin gözünden ve dilinden aktararak devam ediyor. Bütün bunlar @ustundokmen_resmi konusurkenki naif diliyle aktarilyor. Kitap, yazardan okudugum ilk kitapti; Hayvan Çiftligi'ni okumadigim için benzer veya degil diyemem ama güzel mesajlar veren, kaybolan insanligimiza seslenen, düsündürücü, basaril bir eserdi. Akiciligini sonuna kadar götürse de konudan uzaklastig! noktalar ve uzun uzun anlattigi detaylarla zaman zaman sikildigimi itiraf etmeliyim. Iletisim, psikoloji alaninda okuma yapmayı sevenlere tavsiyemdir. Keyifli okumalar.
Miyase’nin Kuzuları
Miyase’nin KuzularıÜstün Dökmen · Doğan Kitap · 2017413 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Psikolog Zeynep Selvili, bu enfes kitapta, insanların nelerle bocaladığına ve nasıl daha mutlu, daha dolu dolu bir yaşam sürebileceğine dair sorulara çağdaş, bilim temelli yanıtlar öneriyor. İşin sırrı, kabul etmekten geçiyor: anlık deneyimlerimizi ve kendimizi kabul etmek. Söylemesi kolay, uygulaması zor bir şey. Neyse ki Zeynep Selvili'nin kişisel öyküleri, deneyimleri ve profesyonel içgörüsü bu konuda bize yol gösteriyor. Hayatınıza bir daha asla aynı gözle bakamayacaksınız!
Pembe Fili Düşünme
Pembe Fili DüşünmeZeynep Selvili Çarmıklı · İnkılâb Yayınları · 20189.5k okunma
“iİlkel insan, yaşamın ve ölümün sırları üzerine kafa yormak için herhangi bir neden aramaksızın, öldürülen düşmanın cesedinin başında zafer coşkusu yaşamaş olmalıdır. İnsanları araştırmaya sevk eden şey, ne entelektüel bilmece ne de herhangi bir ölümdür, hem sevilen hem de yabancı olarak görülüp de nefret edilen bu kişilerin ölümünde yaşanan duygu çatışmasıdır. Psikoloji öncelikle bu duygu çatışmasından doğmuştur. İnsan, ölenin acısını tattığı için ölümü artık kendinden uzak tutamıyordu, kendini ölmüş olarak tasavvur edemediğinden, bunu kaballenmek de istemiyordu. Böylece uzlaşma içerisine girdi, kendi ölümünü kabul etti, ancak düşmanının ölümü söz konusu olduğunda ölümü inkâr etmek için her gerekçeden yoksunken, kendi yaşamı söz konusu olduğunda, ölümün yaşamın yok edilmesi anlamına geldiğini reddetti. Sevdiği kişinin cesedinin başında ruhları uydurdu ve kederle karışık hazdan duyduğu suçluluk bilinci, bu ilk yaratılma ruhların korkulacak kötü iblisler haline gelmesine neden oldu. Ölümün meydana getirdiği değişiklikler onda, bireyin bir bedene ve bir ruha -başlangıçta birçok ruha- bölünmesini aklına getirdi; bu şekilde onun yürüttüğü mantık süreci, ölümün başlattığı fiziksel ayrışma (bozuluş) süreciyle paralel bir yönde seyretti. Öleb kişinin sürekli yâd edilmesi, diğer yaşam formlarını benimsemenin temeli oldu ve bu ona, ölümmüş gibi görünen bir şeyden sonra yaşamın devam ettiği fikrini verdi.”
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
Çağdaş insan, yaşamın temel amaçları olarak çalışma ve başarıya ulaşma fikrini, yalnızlığı ve kuşkuları nedeniyle çekici bulmuş ve onu güçlendirmiştir; ama Pueblo Kızılderililerine ya da Meksika köylülerine durup dinlenmeden çalışma ve başarıya ulaşma isteği vermek için ne kadar uğraşsak, dil döksek, boşuna olacaktır. Farklı bir kişilik yapısına sahip olan bu halklar, konuşmacının dilini bilseler, anlasalar da, bu türden amaçları ortaya koyan kişinin neden söz ettiğini bile anlamayacaklardır. Aynı şekilde Hitler ve Alman halkının onunla aynı kişilik yapısına sahip kesimi, savaşların ortadan kaldırılabileceğini düşünen kişinin tam anlamıyla aptal ya da düpedüz yalancı olduğuna içtenlikle inanacaktır. Kendi toplumsal kişilikleri uyarınca, felaketsiz ve acısız yaşam, onlar için özgürlük ve eşitlik kadar anlaşılması güç bir şeydir.
Reklam
145 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.