"Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur."
"Her çiftçi ailesinin geçineceği ve çalışacağı toprağa sahip olması mutlaka lazımdır. Vatanın sağlam temeli ve bayındır hale getirilmesi bu esastadır."
Reklam
Mustafa Kemal'den erlere..
"ERLERE Kurtuluş için yaptığımız bu savaştan çok daha önce sizi başka muharebe meydanlarında da tanımış idim. Dünyanın hiç bir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rastlanmamıştır. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı sendedir. Kanaatinle, imanınla, itatinle hiç bir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz yüreğinle, düşmanı sonunda alt eden büyük çaban için minnet ve şükranımı söylemeyi kendime en değerli bir borç bilirim...."
Müstahkem mevkilerde (sağlam yerlerde) ve şehirlerde korunmuş olan birliklerinize ova, vadi ve dağ eteklerinin yolları açıldıktan sonra memlekette bir tarama adliyesi yaptırdınız. Binlerce çoluk çocuğu, silahsız erkeği kılıçtan geçirdiniz. Küllerini, hâlâ Ararat tepelerinden esen soğuk rüzgarların dağıtmakta olduğu yüzlerce Kürt köyünü yaktınız.
Geçmişe önem vermek daha hızlı sıçramak için geriye gerilmektir ciddi çıkışlar geçmişi ve geleceği ciddiye alan insanların işidir geçmişte gelecekte Hayat adını verdiğimiz bu sıratın bir parçasıdır bitki insanlar ise Köksüz ve temelsiz bilgilere değil sağlam kaynaklara dayalı bir sağlıklı bilgilerle yetişir
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
O dönemde bir kimlik krizi yaşayan Osmanlı medeniyetinin ,şüphesiz bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardı ama yapılanmanın mesela Japonya’daki Meiji Restorasyonu’nda olduğu gibi, ayakta duran sağlam temeller üzerine inşa edilmesi de mümkündü.Fakat meta-analizi yapılmadan yani esas yapısı ve niyeti kavranmadan ithal edilen materyalist, pozitivist paradigma fikirleri sanki bir zehir tesiri yapar ve bugün müşahade ettiğimiz köksüz, kimliksiz hazin Türkiye tablosu meydana çıkar . Materyalist paradigma, kendi dini ile kavgalı, getirdiği tevhidi aklında bulacağı ümidini taşıyan Avrupa medeniyetinin bir yol kazasıyken biz bu kazayı hiç sorgulamadan kabul ederiz.
Sayfa 188 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
624 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
''Çırpınan Kadın''
Çırpınan Kadın
Çırpınan Kadın
Ah gülnaz ah! Sen nasıl dayandın onca acıya ve nasıl sağlam çıkabildin? Hayran kalmamak elde değil.
Osman Akdere
Osman Akdere
yazarımızın muhteşem bir eseri ile geldim. Öncelikle böyle muhteşem bir kitapla tanışmama neden olduğu için yazarıma çok teşekkür ederim. Kitabın içeriği aslında hiç uzak olmadığımız ve neredeyse hergün görmezden geldiğimiz 3.sayfa haberleri olmaktan öte gitmeyen kadın zulmünü temel alıyor. Alışkanlık halini almış olduğu için çok dikkat etmediğimiz hakikatler tokat gibi yüzümüze çarpıyor. Aşiretler, töreler, tarikatler ve yozlaşmış ataerkil toplumun kadını nasıl değersizleştirdiğini kullanılacak bir eşya gibi savurduklarını sonra da öldürüp bir köşeye attıklarını ve bunun maalesef yasalarda hiç bir caydırıcı cezasının olmadığını haykırıyor yazarımız. Aslında kadın ''anneydi, değerliydi, el üstünde tutulmalıydı, pamuklara sarılmalıydı, ki dinimiz değil miydi cenneti kadınların ayaklarının altına seren'' Peki şimdi bu yapılanlar dinin kanunların yok sayılması kadınları ayaklar altına almak neydi? Hem Mustafa Kemal'in getirmiş olduğu medeni hukuka hem gerçek islam'a yakışıyor muydu bu yapılanlar? Kitap Urfa'dan İstanbul'a kaçmak zorunda kalan Gülnaz ve onu öldürmekle görevlendirilen Bedran'ın hayatını birbirlerine sahip çıkıp dayatılan haksızlıklara nasıl göğüs gerdiklerini anlatıyor. Tabi aralarda yazarımızın biz kadınlar adına yaptıkları haykırışları da unutmamak lazım. Yazarımızın da dediği gibi biz kadınlar herşeyi başarabiliriz yeter ki inanalım.
Çırpınan Kadın
Çırpınan KadınOsman Akdere · Elpis Yayınları · 202320 okunma
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.