Okumak
Emile'de Rousseau, “okumanın çocukluğun kamçısı olduğunu, çünkü kitapların bize hiçbir şey bilmediğimiz şeyler hakkında konuşmayı öğrettiğini” yazmıştır.
Tarihçi varsa aramızda kızacak ama :)
Tarihçiler genellikle, övmeye değil gömmeye yanaşırlar. Her halükarda; otopsi yapmayı, ilerleme raporları yazmaktan kolay bulurlar.
Reklam
Çocuklar, göremeyeceğimiz bir zamana gönderdiğimiz canlı mesajlardır...
Günümüzde, TV’de gösterilen şiddet, bir annenin sesiyle verilmemekte, çocuğu memnun etmek için yeterince değiştirilmemekte, herhangi bir çocuk gelişimi kuramıyla yönlendirilmemektedir. Bunun böyle olması doğaldır, çünkü TV için sonsuz çeşitlilikte kullanılan materyaller ya da konular gerekir. Bu böyledir, çünkü TV, her şeyi herkese aynı zamanda iletir, yani TV herhangi bir türdeki sırrı muhafaza etmez. Bu, çocukları sürekli şiddetin en dolu ve şiddetli ifşasından kurtarmanın olanaksızlığına yol açmaktadır.
“hiçbir çocuk ya da yetişkin, TV izlerken daha fazla TV karşısında kalarak daha iyi konuma gelmez. Gereken beceriler o kadar basittir ki henüz yeteneksizliğinden dolayı TV izleyemeyen bir vaka duymadık.”
Geçmişte, olayları hemen iletme yetersizliği, dilin kullanımını gerekli kılmış ve bu yüzden insan zihnini, yeni kavramlar geliştirmeye zorlamıştı. Çünkü olayları betimleyebilmek için insanın geneli özelden çıkarması, yani seçmesi, karşılaştırması ve düşünmesi gerekiyordu.Ancak iletişim, parmakla dokunularak başarılabildiği zaman ağız sessizce büyümekte, yazmak için el durmakta ve zihin büzülmektedir.
Reklam
Dünya, enformasyon seliyle dolarken bir insanın ne kadar çok şey bildiği sorunu, insanın bildiği şeylerden ne tür kullanımlar içinde yararlandığı sorunundan daha fazla önem arz etmiştir.
Telgraf, bilgiyi, kişisel bir mülkiyet olmaktan çıkarıp dünya çapında bir değeri olan bir metaya dönüştürerek “yeni endüstri”yi yaratmıştır.
Çocuğun ne olmasını istediğimizi söylediğimizde, kendimizin ne olduğunu söyleriz.
418 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.