Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bir günü bir güne eş geçen hüsrandadır."
Sayfa 42
"Kaderin yine akla hitap edici izahlarından biri de, 《fiillerin fâili kul, hâliki Allah 》düsturu..."
Sayfa 32
Reklam
Siz insanları mallarınızla ağırlamaya muktedir olamazsınız,iyi ahlakla ağırlamaya bakınız.
Her şubede her işi aşk yapacak,akıl hesaplayacaktır.Ve bunlar birbirleriyle hiç geçinemeyecekler
Ne inkâr, temelini atabiliyor, ne iman, mecalini bulabiliyor ve mücerret plânda kocakarı hurâfeciliği diye isimlendirdiğimiz, iki cepheli bir hakikat kaybıdır başını almış gidiyor.
İman tam olunca ispat kaygısı kalkar ve işte o zamandır ki, insanda, mucizeyle hurafeyi birbirinden ayırd etmek hassası doğar. Böyle olursa da mürşitten keramet beklemek ve istemek edepsizlik olur.
Reklam
Miraç gecesinin sabahı Kureyş nasipsizleri Ebu Bekr'in kapısındalar... Çağırıyorlar, nebîlerden sonra dünyanın en büyük insanını kapıya... Diyorlar: <<Seninki yeni bir haber getirdi; Mekke'den uçarak Kudüs'e gitmiş oradan göklere çıkmış, Allahı görmüş... Buna da mı inanacaksın?»... En büyük Sahabî soruyor: <<Bütün bunları kim söylüyor?»... Cevap: «О!»... Sual: «O mu?»... «Evet, O!»... Ve son söz: «O söylüyorsa doğrudur!»... İşte hurafeyle hakikat arası biricik tefrik mîzanı ve bu mîzanı getiren din!...
<<Adalet mülkün esasıdır» düsturunu, enselerimizin gerisine asmak yerine, göz bebeğimizin içine nakşetmeli ve neye bakarsak onu görmeliyiz. Bu düstur Hazret-i Ali'nindir.
Faizi, hibe, hediye gibi sahte tesellilerle tevile kalkışmak boşunadır. Faiz faiz, hediye ise hediyedir. İnsan, canını, Allah yolunda feda edebilir; fakat kaatiline hediye edemez, bu hakka sahip değildir.
Her yerde ve her zaman doğruyu söylemeye memur olduğumuz halde, mecbur olmadıkça doğruya bile yemin etmekten yasaklanmış bulunuyoruz. Düşünün, yemin ne ağır yük...
859 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.