Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
144 syf.
9/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Oktay Taftalı'nın okuduğum ilk kitabı. Yeni tanıştığı yazarlara kolay kolay ısınamayan biri olarak doğrusu ilk sayfalarından itibaren artık takip edebileceğim bir yazar daha var dedirten bir kitap oldu benim için. Felsefi denemelerden ve benim yaşayan felsefe olarak gördüğüm hayatın içinden felsefi denemelerden hoşlananlar için kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap. Ben beğendim ve diğer kitaplarına da bakacağım. Yaşamdan ölüme, ekonomiden düşünceye, dilden değere kadar hayatın içinden cümleler bulabileceğiniz bir kitabı okuyun derim...
Acının Eşiğinde Yaşama Felsefesi
Acının Eşiğinde Yaşama FelsefesiOktay Taftalı · Destek Yayınları · 20104 okunma
"Zenginlik ve kapital kimse için yeterli olmamasına rağmen, "rızk" ve "nasip" herkes için yeterlidir."
Reklam
"Korkunç olan ölümün kendisi değil, ölüm karşısında ve ölüme rağmen hayati sorumluluğunun bilincinde olmayan, hayatını ona göre anlamlandırmayan insanın durumudur... Ölümden alınan ibret, ölüm karşısında hayatın soyluluğunu arttırır..."
"Durum neyse dünya bütünüyle odur... Dünya, nesnelerin değil, olguların toplamıdır..." Wittgenstein
"Modernleşmenin sorunu, sanatsal bir fantezi olarak yalnızlık değil, bir gerçeklik olarak kimsesizleşmedir."
"Vicdan ve ahlak oluşamamışsa insan eğitilmemiş demektir."
Reklam
"Modern dünya derin dondurucudur. Ve insanın bu derin dondurucu içinde, bugüne kadar donarak, kırılıp, dağılmamak için gösterdiği çaba, övgüye değer. Fakat buna rağmen çevremizde gördüğümüz soğuk insanlar, ne yazık ki, modern dünyanın kurbanlarıdır. Ve modernize edilmiş ortamların insanları, derin dondurucu koşullarda, diğerlerine göre daha zor durumdadırlar."
"Kendi değerlerini, değersiz amaçlar uğruna harcayan insan, sonuçta amacına ulaşsa bile, artık değersiz kalmış demektir. Ve "değerlersiz" bir hayat hangi amaca ulaşırsa ulaşsın devamlılığı mümkün değildir. Bu ister bir kurum, ister bir ülke, ister bir devlet, isterse bir birey olsun. Başkasında yıktığımız değerler, kendi değerlerimizdir, aslında."
kaplumbağa gibi bir canlının, birkaç yüzyıl sürdürdüğü ömrü, onun çıplak tabiatta ev diye bir kaygısının olmamasıyla, kendisini göreceli, fakat sürekli bir güvencede hissetmesiyle ilişkilendirebiliriz. Ancak kaplumbağa bu konuda olabildiğince kanaatkardır ve onun evi, sadece ihtiyacını karşılayacak büyüklüktedir.
Ahlâkın ve Dilin Ölçülmesi ilimcephesi.com/ahlakin-ve-dili... Oktay Taftalı – Acının Eşiğinde Yaşama Felsefesi,syf:36,38
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.