Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Asıl mesele akıntıya karşı kürek çekmek değil, akıntıya uyum sağlamaktır
''Hani, Çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini akıntıya bırakırsın ya, öyle bir şeydi işte.'' George Orwell
Reklam
Bazen çok zordur hayat, akıntıya karşı kürek çekersin, yorulmak istemezsin ama yorulursun.
Zayıf değildik, güçsüz değildik... Belki de akıntıya karşı biz kazanacaktık. Ama başarmak da değildi bu, hiçbir şeyi kullanamamak, uygulayamamak kadar hissizlikti bu. Teslim olmaktı sadece. Sulara, hayallere, insanlara, acılara kendimizi bıraktı tüm amaç. Tırmandığımız dağı yarıda bırakmak gibi bir şeydi bu. Kaybolduğumuz orman ortasında yolu aramamaktı bu. Umutsuzluk da değildi bu, vazgeçmekti. Beklemekti belki de, ya da ölmekti içten içe. Oturuyor ve beklemek istiyorsun sadece, bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek.
Bazen çok zordur hayat, akıntıya karşı kürek çekersin, yorulmak istemezsin ama yorulursun.
Ruhumuzda derinleşen bazı çukurlar vardır ve bunlar ruhumuzun pürüzsüz yokluğunu bozarlar. Bu yoklukları olmayan mutluluklarla doldurmak, akıntıya karşı yüzmektir. Bırakın akıntı o yokluklara sürüklesin sizi. Belki de boğulmanız gerekiyordur derin yokluklarda...
Reklam
Geri kalmışlığın verdiği umutsuzluk akıntıya karşı çekilen kürek gibi
iyi bir şeyler üretmek için çoğu kez inadına/gücün tükeninceye kadar akıntıya karşı kürek çekmek ve başarısızlığı göze almak gerekiyor..
Biz her zaman akıntıya karşı yüzen balıklardık .
Bazen çok zordur hayat, akıntıya karşı kürek çekersin, yorulmak istemezsin ama yorulursun.
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Countercurrent-Miles Johnston
Akıntıya ters dönmüş kişinin yüzündeki endişe ve korkuyu, sonunda hakikati görmesine ve bir süre önce akıntıya karşı koymayanlardan -yani sorgulamayanlardan- hiçbir farkı olmadığını idrak etmesine yoruyorum. Acaba onu korkutan şey hakikati görmesi miydi? Yoksa hakikati, neredeyse dibe batacak kadar geç kaldığında fark ettiğini kavraması mıydı? Mutlaka farklı anlamlar da çıkacaktır. Tek kelimeyle müthiş bir tablo.
Nasılsın diye sorduklarında…
“Hani, çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini akıntıya bırakırsın ya, öyle bir şey işte..."
Akıntı üzerilerine geliyorsa, akıntıya karşı kürek çekmeyenler er ya da geç kendilerini şelalenin dibinde bulacaklardır… Kitle ile yürümek değildir maharet; gerektiğinde kitlelere rağmen adım atmaktır asıl mesele…
1.086 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.