Böylece modernitenin ilk ve en etkin neticesi, insan aklının kendi kendine yeterliliği fikrine uygun biçimde kendisini bağlayıcı nitelikteki tüm değerlerden sıyrılması olmuştur. Bu özgürleşmenin geleneksel değerlerle kurulu dünya açısından anlamı, mutlak olanın (tanrısal gerçekliğin) yerini mümkün olanın (tikel olasılıkların) almaya başladığı bir desaklarizasyon (sekülerleşme) süreciyle yüzleşmedir.