Bana ne olacağı önemli değil, henüz dünyaya gelmemiş bazı insanların hayatına bir şeyler katabilirsem eğer, kendimi binlerce kez normal bir hayat yaşamış gibi hissedeceğim.
Bu da bana yeter.
aslında “normal” sandığımız yaşamlarımızın her biri, ağır çekim yürüyen bir charlie yaşamı. önceleri bedenen beceriksizsin, kafan çalışmıyor ve başkalarının şefkatine muhtaçsın. sonra güçleniyor, daha becerikli oluyor ve akıllanıyor, bilgileniyorsun. daha sonra yeniden başa dönüyor, gündelik insani ihtiyaçların için başkalarına muhtaç hale geliyorsun, kafan karışıyor, anlamakta, algılamakta zorlanmaya başlıyor, unutuyorsun. yani aslında hepimiz charlie’yiz. charlie’ye acımak, üzülmek yerine kendimizin de tıpkı “yeni charlie” gibi ölmekte olduğunu fark edip, gücümüzün yettiği, becerebildiğimiz yapmış olmaktan mutlu olacağımız her şeyi vaktimiz varken yapmaya çalışmamız lazım.
Charlie her zaman çevresine ben bir insanım bana bir insan gibi davranın dese de maalesef insan olarak görülmüyor. Ve algernona başlarda ne kadar sinirlense de onu hiç unutmuyor..
Şimdi anlıyorum ki, üniversiteye gitmenin ve bir eğitim almanın en önemli nedenlerinden biri, tüm hayatınız boyunca doğru olduğuna inandığınız şeylerin doğru olmadığını ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını öğrenmekmiş.