İçinde hiçbir hesap gütmeden sırf ihlasla hizmet edip, Allah rızasından başka bir karşılık beklemeyenlerin mükâfatına, Cenâb-ı Hak kefildir.
Ali Emîrî Efendi (Ezhâr-ı Hakîkat)
Bir nimeti muhafaza etmek, onu elde etmekten daha zordur.
Ali Emîrî Efendi (Ezhâr-ı Hakîkat)
Ebeveynlik husûsunda hayvanlardan aşağı kalmış olur.
Evladının ahlâk ve terbiyesini güzelleştirmeye çalışmayan insan, ebeveynlik husûsunda hayvanlardan aşağı kalmış olur.
Zira kuşlar uçmayı, vahşi hayvanlar yürüyüp avlanmayı, yavrularına talim ederler. İnsanların talim ve terbiyesi ise bunlardan elbette daha mühimdir.
Ali Emîrî Efendi (Ezhâr-ı Hakîkat)
İnsanların birbirine üstünlüğü, görünüş ve giyinişleri ile değil, edep ve ilimleri iledir.
Ali Emîrî Efendi (Ezhâr-ı Hakîkat)
İnsanlar, en üstün madenden meydana gelen paha biçilmez bir mücevhere benzerler. Bu paha biçilmez mücevherlerin kıymetinin ortaya çıkması için hakîkî bir mürşidin elinde terbiye edilmesi lâzımdır.
Ali Emîrî Efendi (Ezhâr-ı Hakîkat)
İnsan için, çalışmak ve gayretten daha büyük hüner, tevâzudan daha kıymetli yardımcı ve iyi niyetten daha yüce bir kardeş yoktur.
Ali Emîrî Efendi (Ezhâr-ı Hakîkat)
İnsanın büyüklüğü, dünyanın hiçbir şan ve şerefi ile hâlini ve yolunu bozmamasındadır.
Ali Emîrî Efendi (Ezhâr-ı Hakîkat)
Çoğu insan, kendi vücudunda gizlenmiş olan kin, kötü niyet, düşmanlık ve haset gibi içerdeki binlerce düşmanına hiç ehemmiyet vermez.
Fakat bir insanın kendisine düşman olduğunu görünce ondan şiddetle kaçınır. Bu ise hakikatte, içinde bulunduğu kaledeki düşmanları bırakıp dışarıdan geleni defetmeye benzer.
Ali Emîrî Efendi (Ezhâr-ı Hakîkat)
Oyun, eğlence ve nefsânî arzularına düşkün olanlar, kötü kimselerin yanlarına kendi ayaklarıyla giderler.
Ali Emîrî Efendi (Ezhâr-ı Hakîkat )