Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Velhasıl Ashâb-ı ikram, hayatın lezzetini Kur’an ı Kerim’i tekrar tekrar okumak, dinlemek ve yaşamakta buluyorlardı.
Kıyamet gününde bir kişinin yakasına, hiç tanımadığı biri gelip yapışır. Adam şaşırır ve: “Benden ne istiyorsun ben seni hiç tanımıyorum ki!”der. Yakasına yapışan kişi ise: “Dünyada iken beni hata ve çirkin işler üzerinde görürdün de, ikaz etmez, beni o kötülüklerden alıkoymazdın.” diyerek ondan davacı olur.
Münziri, et-Terğib ve’t-Terhib, Beyrut 1417, III, 164/3506;Rudani, Cem’ul-FevaidKitabı okudu
Reklam
Müşrikler tarafından idam edilmek üzere iken kendisine üç dakika zaman tanınan sahabi, o nasipsiz bedbahtlara teşekkür etti ve: “Demek ki size tebliğde bulunmak için 3 dakikalık vaktim var.“ dedi.
Öyle ki sahabi, bildiği bir hadisi şerifi teyit ettirebilmek için bir aylık yol gidip pek çok meşakkatlere katlandığı halde, atını boş yem torbası ile kandırarak kendisine çağıran raviyi karakter zaafıyla malûl kabul ettiği için, onu hadis almaya ehil saymadı.
Bir gün Resulullah: “Kardeşin zalim de olsa mazlum da olsa ona yardım et“ buyurmuştur. Bunu işiten Müslümanlar, bir zamanlar kabile ırkçılığının temel kaidesi olan bu sözün Allah Resul’ünün ağzından çıkmasına hayret etmiş olmalılar ki, içlerinden biri: “Ya Resulallah kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ancak zalimse ona nasıl yardım edebilirim“ diye sordu. Resulullah şu muhteşem cevabı verdi: “Onu zulümden alıkoyar, zulmüne mani olursun. Şüphesiz ki bu, ona yardım etmektir.”
Cahiliye insanının gözünde, başka insan ve varlıklar kendisine fayda sağladığı nispette değerliydi.
Reklam
İslam, insanların sadece bir kısmı için geçerli ve sınırsız olan bir hürriyet fikrine karşı çıktı.
Allah’ın mülkünü onun kullarına hizmette kullanmak ve mahlûka himmet yoluyla Hâlık’a hizmet etmek gerekir.
Hakikatte bütün mülk, Allah’a aittir; insanlar sadece birer emanetçidirler.
İslam, cahiliye toplumunun yanlış adetlerini kaldırıp yerine en güzel ve en mükemmel hayat düsturları getirdi. Cahiliye insanının kontrolden çıkmış, taşkın öfkesini, hilim, sabır, hak ve adalet gibi yüksek vasıflarla dizginledi. Şuursuz cesaretini duygusallıktan ve nefsaniyetten arındırıp aklileştirdi.
276 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.