Deliyim ben: özgün olduğumdan değil, her türlü toplumsallıktan kopmuş olduğumdan. Öteki insanlar, değişik derecelerde, hep bir şeylerin savunucusudur, bense hiçbir şeyin, kendi deliliğimin bile askeri değilim: toplumsallaştırmam...
kendi gözümde çılgın, başkasının gözünde yalnızca mantıksızım, başkasına bilgece anlatırım deliliğimi: bu deliliğin bilincinde olan, onun üzerine konuşan bir insan olarak..
Telefonda her zaman yola çıkış durumundadır, iki kez gider, sesiyle ve sessizliğiyle: kim konuşacaktır? Birlikte susarız: iki boşluğun tıkanıklığı. Telefondaki ses, "Senden ayrılacağım," der her saniye..
Gerçek yas, sevilen nesneyi yitirmekten acı çekmek değildir; bir gün, ilişkinin teninde, kesin bir ölümün belirtisi gibi bir küçük leke saptamaktır: ilk kez sevdiğime kötülük ederim, hiç kuşkusuz istemeden, ama şaşkınlığa da kapılmadan..