Yirminci yüzyılın son dönemine damgasını vuran siyasi ortamdan, "sosyalist" kılıklı bürokratik diktatörlüklerin çöküşünden, devrimci örgütlerle sendikların hemen her yerde adım adım erimesinden, azgın kapitalizmin arsızca yükselişinden, her türden gerici söylem ve ideolojinin neredeyse tam bir hegomanya kurmasından nasıl etkilenmiştir? Değerlerinden vazgeçmemiştir eminim. Tedavülden kalkmış olsalar bile, değerlerini bozuk para gibi piyasada harcayacak biri değildi o.
"Yaz boyunca açmamakta direnen begonviller sonunda vazgeçtiler inat etmekten, teslim oldular ağustos güneşine,
coştukça coştular. Sen adadan ayrıldıktan sonra da dur durak bilmediler, sonbahar boyunca mora kesti bütün bahçe, en çok da sizin teras.
Adaevine taşındığımızda hevesle diktiğimiz begonviller! Bahçemiz begonvillerle dolsun,
hepsi de mor olsun istemiştik. Sonra istedik ki, mezarın da bahçemiz gibi olsun, biz biraz avunalım...
Çocuksu avuntular! Acı, acıklı... Tüm renkler mora çalıyor, gün günden mor, bir eksik mor. Begonviller uzaklarda... Yaz gelecek mi, gelecek mi gerçekten?"
Dahası da var kuşkusuz, hele günümüzde! Kadın taraftarlara ya da oyunculara bile bulaşan maço bir kültür; cinsiyetçi, militarist ve milliyetçi sloganlar atan fanatik taraftarların şiddeti, sokak kavgaları, hatta birbirlerini öldürmeleri; holiganlar arasında örgütlenen ırkçı, dinci gruplar, dazlaklar; rakip takımlara düşmanlık söylemleri geliştirip